Geçtiğimiz hafta içerisinde kısa adı İNTERMED olan İnternet Medyacıları ve Yayıncıları Derneği ‘nin Mevlana Kalkınma Ajansı desteğiyle uygulamaya koyduğu ‘İnternet Gazeteciliği Okulu’ projesi kapsamında Hürriyet Gazetesi ve Anadolu Ajansında uzun yıllar çeşitli birimlerde çalışmış olan hemşerimiz Gazeteci-Yazar Ahmet Tek, gazetecilik konusunda tecrübelerini ve deneyimlerini Karaman’da görev yapan medya mensuplarıyla paylaştı.
Gazeteci abimiz Tek, sunumuna gazeteciliğin temel esaslarından söz ederek başladı. Haber dünyanın en çabuk bayatlayan ürünüdür dedi. Bayatlayan haber yine de kullanıma hazır bekletilir diye de ekledi ki bunu Karaman basını sıklıkla yapıyor. Birde haberin kısa ve sade olanının makbul olduğunu ifade etti. Haber okurunu sıkmaması açısından kısa ama konuyu özetleyen bir dilde kaleme alınmalı tabiki.
Tecrübeli gazeteci abimiz Ahmet Tek, muhabirliğin tanımını ise şöyle özetledi. Muhabir gazeteciliğin temel direğidir. Kişilerin haber ihtiyacını karşılar. Haber toplayıcısıdır. Güncel gerçeklerin güvenilir taşıyıcısıdır. Konunun ve olayın bazen tanığı, bazen soruşturmacısıdır. Konuyu ve olayı duyan, gören, hisseden, anlayan, kaydeden ve katıksız aktarandır. Kamuoyunun bağımsız temsilcileri, görevini üstlenmiş meslek mensuplarıdır dedi.
25 yıl gazete muhabirliği yapmış biri olarak Sayın Tek’in tespitlerini çok yerinde ve doğru buldum. Muhabirlik ulusal medyadan ziyade yerelde gerçekten zordur. Sunulan imkânlar ve verilen destek kısıtlıdır. Patron odaklı habercilik anlayışı hâkimdir. Çünkü patronların menfaat ve çıkar ilişkilerine etki edecek haberi yapamaz muhabir. Çoğu zamanda günlerce araştırmasını yaptığı, takip ettiği haber veya röportaj onlar için haber değeri görmez yayınlanmaz ya da kırpılıp biçilip bir kuşa benzetilir. Yerelde özgür habercilik yoktur. Tabi bunlar benim kişisel tespitlerim.
Sayın Tek konuşurken 90’lı yıllardaki çalışma koşullarımız geldi biran aklıma. O dönemden bugüne birlikte görev yaptığım arkadaşlarımla geçmişe gittik haliyle. O yıllarda ajandalara sayfalarca yazdığımız notlar, dijital olmayan fotoğrafları yüksek çözünürlükte tab ettiğimiz, kameralarda koca koca kasetleri nasıl montajladığımızı hatırladık. Sonra da ekledik. Zor ve kısıtlı imkânlarda bile günümüze göre harika işler çıkarmışız. Ne güzel günlerdi deyip usta gazeteci Ahmet Tek’i dinlemeye devam ettik.
Tek, muhabirin olmazsa olmaz özelliklerinden de bahsetti. Peki, neymiş bir muhabirin olmazsa olmazları; Teyit etmek, takip etmek, şüphe etmek, hareket etmek, akıl etmek, kolaçan etmek, merak etmek, hayret etmek, dikkat etmek, teşebbüs etmek, razı etmek, takdim etmek, afişe etmek, içi cız etmek, yer etmek, yüzünü ak etmek, kontrol etmek ve analiz etmekmiş. Burada bir parantez açmak isterim. Ben yaptığım her haberde bu kurallardan birçoğunu yapmanın gayreti içerisinde oldum. Ama çoğu zamanda mecburiyetlerden dolayı bazılarını görmezden gelmek zorunda bırakıldım. Eğer ki bir haber ya da köşe yazısı yazıyorsanız mutlaka kontrol etmek olmazsa olmazların başında gelmeli. Dikkat, teyit ve takip etmekte önemli unsurlardır. Bizler çoğu zaman vakit darlığından yaptığımız haberleri kontrol etmede zorlanabiliyoruz. Alel acele bir şeyler karalayıp gazetemize ya da internet sitesine koymamız gerekebiliyor ki ben hiçbir zaman bu durumdan hoşnut olmadım.
Değerli üstat muhabir için yasak olan konulara da değindi. Biz muhabirler için örtbas etme, lafını etme, laklak etme, pes etme, yazık etme, çarçur etme, nankörlük etme, ayıp etme, taciz etme, alet etmenin yasak olduğunu söyledi. Bu yasakları uygulayabilene aşk olsun diyorum.
Bir muhabirin ne gibi özelliklere sahip olması gerektiği konusunda da bilgiler veren sayın Tek, Muhabir güven vermeli ve özgüvene sahip olmalı. Aynı zamanda girişken, meraklı, sağduyulu olmalı, iş disiplinine sahip, hızlı analiz ve sentez yapabilmeli, zengin kelime hazinesine sahip olmalı, diline hakim, düşüncelerini ifade etme yeteneği olmalı. Kültürlü ve günceli izlemelidir dedi. Tek gazetecinin yetenek, kültürel birikim, çevreyle ilgili, ülkenin değerlerini ve sorunlarını bilen, uluslararası gelişmelerden haberdar olması ve vicdani değerlere sahip olması gerektiğini hatırlattı. Umarım genç kardeşlerimiz bu önerileri dikkate alırlar.
Son olarak genç gazetecilere tavsiyelerde buluna n Tek, kibirli, çokbilmiş, itici, mesafeyi koruyamayan, çabuk pes edenin, taraf olanın ve olayı küçümseyenin gazeteci vasfı taşıyamayacağını ifade etti. Karaman’da kadın gazeteci sayısının azlığına da değinerek ‘özellikle kadın meslektaşlarıma sesleniyorum. Patronunuz da, mülki amirinizde, meslektaşınız da olsa kendinize isminizle hitap edilmesine asla izin vermeyin. Eğer size isminizle hitap ediliyorsa, saygınlığınızı korumanız pek mümkün olmaz’ dedi. Bu sözü kulağıma küpe yaptım.
Meslektaş büyüğümüz Tek, son olarak gazeteci doğulur, olunur dedi. Evet, gazetecilik gerçekten bir aşk. En azından benim için. Bir kez size bulaşmışsa kolay kolay kopmanız mümkün olmuyor. Ben bu organizasyonu gerçekleştiren İNTERMED Başkanı Mustafa Kurşun başta olmak üzere emeği geçen herkesi kutluyor ve bu tür söyleşilerin devamının gelmesini rica ediyorum.
YORUMLAR