Hepimizin çocukluğunda yer etmiş Temel Reis, nam-ı diğer Popeye, çizgi dünyasının en güçlü denizcisi olarak zihnimize kazındı.
Piposunu tüttürüp kavgaya tutuşmadan önce bir kutu ıspanağı mideye indirirken, bu yeşil sebzenin gücün kaynağı olduğuna hepimizi inandırdı. Ancak bu hikayenin temelini oluşturan "ıspanak demir deposudur" inancının, bir yazım hatasından ibaret olduğunu biliyor muydunuz?
1870 yılında Alman kimyager Erich von Wolf, ıspanağın içeriğini analiz ederken küçük bir hata yaptı. Araştırmasında 100 gram ıspanaktaki demir oranını 3,5 mg yerine 35 mg olarak kaydetti. Bu basit yazım hatası, yıllar boyunca sürecek bir yanlış algının temellerini attı. O kadar ki, Temel Reis’in maceraları dünya genelinde ıspanak satışlarını %33 artırdı. Büyük Buhran döneminde tarıma katkı sağladı, savaş sonrası konserve stoklarının eritilmesine yardımcı oldu ve karakterlerin ticari gücü, ABD’nin ekonomik kalkınma politikalarına bile hizmet etti.
Elbette gerçek, 1937’de fark edildi. Ispanak demirden yana düşündüğümüz kadar zengin değildi. Ancak güç meselesi o kadar abartılmıştı ki, bu yeni bilgi kimsenin umurunda olmadı. Güç, ıspanakla özdeşleşmişti bir kere! İnsanlık, yalnızca fiziksel değil, sembolik bir güç kaynağına tutunmayı her zaman sevmiştir.
Bu hikayenin bir benzerini de havuç cephesinde görüyoruz. II. Dünya Savaşı sırasında İngilizler, geliştirdikleri radar teknolojisiyle geceleri Alman Luftwaffe uçaklarını tespit edebiliyordu. Ancak bu stratejik avantajı gizlemek adına, pilotlarının üstün gece görüşünü "havuç yemelerine" bağlayan bir propaganda hikayesi uydurdular. O dönemde havuç tüketimi olağanüstü bir artış gösterdi ve bu kökten sebze, dünyada "gözlere iyi gelir" algısıyla öne çıktı. Ancak bu hikaye de ıspanak gibi abartılıydı.
Asıl mesele şu ki, ister ıspanak ister havuç, insanlık her zaman basit şeylere büyük anlamlar yükleme eğiliminde oldu. Çünkü inanmak kolaydır. Temel Reis’in ıspanağı veya İngiliz pilotların havucu, yalnızca birer gıda değil; aynı zamanda birer propaganda aracına dönüştü. Kim bilir, belki de Mark Twain haklıydı: "Gerçek, ayakkabılarını giymeden, yalan dünyayı üç kez dolaşır."
Velhasıl, ıspanak ne mucizevi bir demir deposu ne de süper güç kaynağı. Havuç, üstün bir gece görüşünün anahtarı değil ancak, elbette sağlık açısından ve vitaminler açısından her ikisinin de faydaları saymakla bitmez. Ancak bu hikayeler, insanlık tarihinin ilginç bir yönünü ortaya koyuyor: Gerçekten çok daha önemli olan şey, doğruyu bilmekten ziyade, doğruya inanmayı istemektir. Belki de bu yüzden Temel Reis hâlâ ıspanak kutusunu açıyor ve biz hâlâ güçlü olmanın yolunun ne olduğuna dair kendi hikayelerimizi yazıyoruz.
YORUMLAR