Mustafa Koçak

Mustafa Koçak


Rant ve yolsuzluk neden bitmiyor?

05 Mart 2025 - 06:39

Rant, tıpkı gizli bir tünel gibidir. Makam sahipleri bu tünelin kapılarını açıp içeriye adım attıkça, servetin ışıltısına kapılır ve o karanlık yolda ilerler. Bu yol, halkın vergileriyle döşenmiş taşlardan, kamu projelerinin ardındaki şişirilmiş bütçelerden ve halkın alın terinden beslenir.

Her adımda daha da parlayan bu altın kaplama tünelin sonu, açgözlülükle cilalanmış bir servet kapısına çıkar. Ancak bu servet asla doğrudan sahiplerinin üstüne alınmaz. Çünkü mal beyanı dönemi geldiğinde ellerinin temiz, kasalarının boş görünmesi gerekir. İşte bu noktada, "eş-dost-akraba" devreye girer. Bu gizli tünel, sadece makam sahiplerini değil, onların çevresini de zenginleştiren bir sistem haline gelir.

Yolsuzluk ve rant, bir satranç oyununa benzer. Piyonlar, tahtanın sonuna ulaşmaya çalışırken vezir olmanın hayalini kurar. Ancak vezir olmak, yalnızca bir mevki kazanmak değildir. Bu, rant tünellerine erişimin anahtarını elde etmek anlamına gelir. Vezirlerin savaşı burada başlar: Kim daha fazla gizli yol açabilir, kim daha çok serveti yönlendirebilir? Ancak bu oyunda, biat edilen şey ne dava ne de şahtır, yalnızca ve yalnızca sistemin sunduğu ranttır. Piyonlar vezir olmaya çalışır, vezirler ise tahtada kalmaya.

Bu döngü, her iktidar değişiminde yeniden başlar. Halk, eski vezirlerin yargılanmasını, gizli yolların kapatılmasını bekler ama bu gerçekleşmez. Çünkü yeni vezirler, aynı yolları kullanmaya heveslidir. Bir vezir, diğerinin yolunu ifşa ederse, kendi yolunun da deşifre olacağını bilir. Bu yüzden sessiz kalır ve aynı sebepten kimse birbirine dokunmaz.

Yolsuzlukların ve rantın bitmemesinin ardında işte bu sistem yatar. Sistem, yalnızca bireysel açgözlülüklerden değil, kurumsal bir anlayıştan beslenir. Rantın yolu, yalnızca kişisel servet hırsıyla değil, aynı zamanda siyasetin yapısal zafiyetleriyle döşenmiştir. Kamu ihaleleri, özel çıkar gruplarına alan açan düzenlemeler, şeffaf olmayan denetim mekanizmaları... Bunların hepsi, rantın ve yolsuzluğun sürekli büyümesine zemin hazırlar.

Peki, bu döngü nasıl kırılabilir? Bunun için önce halkın kolektif bir şekilde "şeffaflık" ve "hesap verebilirlik" taleplerini yükseltmesi gerekir. Şeffaflık, yolsuzluk tünellerini aydınlatan bir fenerdir. Devletin tüm harcamalarının halka açık olması, ihalelerin rekabetçi ve adil bir şekilde yapılması, makam sahiplerinin sadece kendilerinin değil kendisinin ve eşinin ailesinin mal varlıklarının bağımsız kurumlar tarafından denetlenmesi bu fenerin ışığını güçlendirir. Ancak en önemlisi, halkın sesinin daha güçlü çıkmasıdır. Çünkü vezirlerin tahtadan inmeyeceğini bilen halk, satranç oyununu bozmayı öğrenmelidir.

Tarihin her döneminde yolsuzluk, yalnızca iktidardakilerin değil, aynı zamanda sistemin zaaflarından yararlananların elinde bir araç olmuştur. Ancak halkın iradesi, bu oyunu bozabilecek en büyük güçtür. O güne kadar, vezirler tahtada kalacak, piyonlar vezir olmayı hayal edecek ve halk, bu döngünün bedelini ödemeye devam edecektir. Elbette ki oyunun sahibi olan bir gün o tahtayı kapatacaktır. Ve şah da vezir de piyon da aynı kutuya koyulacaktır.

YORUMLAR

  • 0 Yorum