Mustafa Koçak

Mustafa Koçak


Karaman'ın can damarı içme suyu!

27 Mayıs 2024 - 09:07

Merhaba değerli hemşehrilerim;
Su, hayatın en temel gereksinimidir; bir şehrin can damarı, halkının sağlığının ve refahının teminatıdır. Ancak Karaman’da bu hayati kaynak ne yazık ki alarm verici bir durumdadır. Karaman’ın içme suyu kalitesinin düşük olduğunu gösteren birçok veri, bu sorunun ciddiyetini gözler önüne sermektedir. Çeşmelerden akan suyun, sağlık açısından ciddi riskler taşıdığı bilinen bir gerçektir. Yapılan analizlerde, Karaman’da içme suyu nitrat seviyelerinin yer yer sınır değerleri aştığı, mikrobiyolojik kontaminasyon riskinin yüksek olduğu ve suyun bulanıklık değerlerinin standartların üzerinde seyrettiği belirlenmiştir.

Dünyanın farklı coğrafyalarında su kalitesi ile ön plana çıkan şehirler, suyu nasıl arıttıkları ve halklarına nasıl sundukları konusunda örnek teşkil etmektedir. İsviçre’nin Zürih şehri, bu alanda mükemmeliyeti yakalamış bir örnektir. Alpler’den gelen kaynak sularının doğallığını bozmadan, en ileri teknolojilerle arıtan ve sürekli denetimlerle suyun kalitesini garanti eden Zürih, temiz suyun nasıl sağlanacağını tüm dünyaya göstermektedir.

Helsinki, Finlandiya'nın başkentidir ve şehrin su şebekesi, dünyanın en iyi şebekelerinden biri olarak kabul edilmektedir. Helsinki'nin suyunu sağlayan su arıtma tesisleri, suda bulunan organik ve inorganik kirleticileri etkili bir şekilde gidermek için ileri arıtma teknikleri kullanmaktadır.
Benzer şekilde, İzmir Büyükşehir Belediyesi de modern arıtma tesisleri ve düzenli bakım çalışmaları ile DSÖ’nün tüm kriterlerini sağlamaktadır.

Bu şehirlerin başarıları, uzun vadeli planlama, sürekli yatırım ve halkın bilinçlendirilmesi ile mümkün olmuştur.

İçme suyu kalitesinin evrensel standartları, Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenmiştir. İdeal bir içme suyunun pH değeri 6.5-8.5 arasında olmalı, serbest klor miktarı 0.2-0.5 mg/L seviyesinde tutulmalı, bulanıklık 1 NTU’dan az olmalı ve koliform bakterileri içermemelidir. Ancak Karaman, bu standartlardan ne yazık ki çok uzaktadır. Sağlıksız su, sadece fiziksel sağlığı değil, aynı zamanda toplumsal huzuru da tehdit eden bir unsurdur. Kirli su, mide ve bağırsak enfeksiyonlarına, ishal ve daha birçok su kaynaklı hastalığa sebep olmaktadır. Özellikle çocuklar, yaşlılar ve bağışıklık sistemi zayıf olan bireyler bu durumdan derin şekilde etkilenmektedir. Sağlıksız su tüketimi, çocukların eğitimlerine ara vermesine, iş gücünün azalmasına ve sağlık harcamalarının artmasına neden olmaktadır.

Bunlar, kalitesiz suyun getirdiği acı gerçeklerdir. Sağlıksız su ile yıkanmak ise cilt problemlerine, alerjilere ve göz enfeksiyonlarına yol açar. Bu tür sularla uzun süreli temas, kansere yol açabilecek kadar ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.

Bu karanlık tabloyu değiştirmek için, Karaman’da acilen bir dizi önlem alınmalıdır. İlk olarak, mevcut su kaynaklarının düzenli olarak test edilmesi ve arıtma tesislerinin modernize edilmesi elzemdir. Su yönetimi konusunda kapsamlı bir strateji geliştirilmelidir. Yüksek teknolojili arıtma sistemleri kurulmalı, su şebekeleri düzenli olarak yenilenmeli ve bakımları yapılmalıdır. Ayrıca, vatandaşların su tasarrufu ve su kalitesini koruma konusunda bilinçlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır.

Su kalitesini artırma çabaları için belediyelere verilen ulusal ve uluslararası hibe, destek ve krediler büyük önem taşımaktadır. Avrupa Birliği, bu konuda önemli fonlar sağlamaktadır. Örneğin, Avrupa Birliği'nin “Instrument for Pre-accession Assistance (IPA)” programı kapsamında Türkiye’ye sağlanan desteklerin su kalitesi projelerine ayrılan kısmı yıllık 50 milyon Euro’ya ulaşabilmektedir. Bunun yanında, Dünya Bankası’nın su ve sanitasyon projeleri için sunduğu krediler de dikkate değerdir. Dünya Bankası, su projeleri için Türkiye’ye 2023 yılında 150 milyon dolarlık bir kredi sağlamıştır. Türkiye'de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın su ve atık su projelerine verdiği destekler de bulunmaktadır. Bakanlık, yıllık bütçesinden yaklaşık 200 milyon TL’yi bu tür projelere ayırmaktadır. Karaman ise bu kapsamda hiçbir proje geliştirmemiş, hiçbir başvuru da bulunmamış ve hiçbir destek almamıştır.

Karaman’ın su sorununun çözülmesi, sadece sağlık açısından değil, sosyal ve ekonomik açılardan da büyük faydalar sağlayacaktır. Temiz su, sağlıklı bir yaşamın temel taşıdır ve bu hakkın korunması için hepimizin üzerine düşen sorumluluklar vardır. Karaman’ın can damarını yeniden canlandırmak, hepimizin elindedir. Sağlıklı ve temiz suya erişim, Karaman halkının en temel hakkıdır ve bu hakkın korunması için acilen harekete geçilmelidir.

Not: National Geographic tarafından çekilmiş olan ‘’Bir Su Hikayesi’’ belgeselini izlemenizi tavsiye ediyorum.
Saygılarımla.

YORUMLAR

  • 1 Yorum