Mustafa Koçak

Mustafa Koçak


Adil Düzen

08 Ağustos 2024 - 10:14

Değerli hemşehrilerim; Bu hafta ki yazıma bir anekdotla başlamak istiyorum.

Rahmetli Bülent Ecevit, 1997 yılı seçim kampanyasında, "bu düzen değişecektir" diye hararetli bir şekilde konuşuyor,..

Ecevit "bu düzen değişecek" deyince, bir vatandaş "düzen hayatından memnun, düzülen ne zaman değişecek?" diye soruyor! Aradan yıllar geçse de soru önemini korumaya devam ediyor.

Adil düzen, toplumda herkesin hak ettiği payı almasını ve eşit fırsatlara sahip olmasını hedefleyen bir sistemdir. Ekonomik, sosyal ve hukuki anlamda adaletin sağlandığı, herkesin refah içinde yaşayabileceği bir toplum yapısını ifade eder. Bu kavram, adaleti ve eşitliği temel alır ve toplumsal huzurun korunmasını amaçlar.

Adil düzenin ne olduğunu daha iyi anlayabilmek için, mevcut sistemdeki adaletsizliklere bir göz atalım. 2024 yılı itibarıyla dünya genelinde yaklaşık 1 milyar insan açlıkla mücadele etmektedir. Evsizlik, özellikle yüksek gelirli ülkelerde önemli bir sorun olmaya devam etmektedir. Evsizlik oranları ülkeden ülkeye farklılık göstermekte olup, örneğin ABD'de her gece yaklaşık 580,000 kişi evsizdir. Avrupa ve diğer gelişmiş ülkelerde de benzer sorunlar yaşanmaktadır. Evsizlerin büyük bir kısmı geçici barınaklarda veya sokaklarda yaşamaktadır​. 2024 yılı itibarıyla dünya genelinde yaklaşık 700 milyon insan (dünya nüfusunun %9.2'si) günde 1.90 doların altında bir gelirle yaşamaktadır. Bu durum, aşırı yoksulluk olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca, dünya nüfusunun %26'sı (yaklaşık 1.3 milyar insan) günde 1.90 ila 3.20 dolar arasında bir gelirle yaşamaktadır.

Bu rakamlar dünya genelinde gelir dağılımında büyük uçurumlar olduğunun apaçık göstergesidir. Bir yanda lüks içinde yaşayanlar, diğer yanda temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanan milyonlarca insan var. Mesela Mukesh Ambani, Hindistan'ın en zengin insanı ve Reliance Industries'in sahibi. Ambani'nin serveti 90 milyar doların üzerinde. Mumbai'deki Antilia isimli evi, dünyanın en pahalı özel rezidansı olarak biliniyor ve değeri yaklaşık 2 milyar dolar. Diğer tarafta dünya da her gece 20 milyondan fazla insan sokakta sabahlamaktadır. Bu durum, toplumsal huzursuzluğa ve çatışmalara neden olmaktadır. Adil düzen, bu uçurumları kapatmayı ve herkesin insanca yaşayabileceği bir ortam oluşturmayı hedefler.

Adil düzenin en önemli unsurlarından biri, gelir dağılımındaki adaletin sağlanmasıdır. Herkesin emeğinin karşılığını aldığı, fırsat eşitliğinin olduğu bir sistemdir. Örneğin, bir işçinin aldığı maaş, yaptığı işin zorluğuna ve katkısına uygun olmalıdır. Aynı şekilde, bir çiftçi de ürettiği ürünlerin değerini alabilmelidir. Adil düzen, emeğin hakkının verildiği bir düzeni ifade eder.

Eğitimde de adil düzenin önemi büyüktür. Her çocuğun kaliteli eğitim alabilmesi, gelecekte eşit fırsatlara sahip olabilmesi demektir. Bugün, birçok çocuk eğitimde fırsat eşitsizliği nedeniyle hayata 1-0 yenik başlıyor. Adil düzen, bu eşitsizlikleri ortadan kaldırarak, her çocuğa eşit eğitim fırsatları sunar. Eğitim sistemi tüm öğrencileri maymun gibi görüp, ağaca çıkma yeteneğine göre sınıflandırmaktadır. Fakat bu öğrencilerin bazıları balık olup yüzmeyi istemektedir. İşte bu isteme hakkı günümüz de sadece eşitsizlerin elinde olan bir hak haline gelmiştir.

Sağlık hizmetlerinde de adil düzenin sağlanması şarttır. Herkesin kaliteli sağlık hizmetlerine erişebilmesi, temel bir insan hakkıdır. Bugün birçok insan, sağlık hizmetlerinden yeterince faydalanamıyor. Güncel verilere göre, dünya nüfusunun yarısından fazlası (yaklaşık 4.5 milyar insan) temel sağlık hizmetlerine tam erişim sağlayamamaktadır. Adil düzen, herkesin sağlık hizmetlerinden eşit şekilde yararlanmasını sağlar.

Adil düzenin bir diğer önemli unsuru, hukukun üstünlüğüdür. Herkesin kanunlar önünde eşit olması, adil yargılanma hakkına sahip olması demektir. Bugün, bazı kişiler ve gruplar, hukukun üstünde hareket edebiliyor. Dünya nüfusunun yaklaşık %60'ı, yani 4.5 milyar insan, temel hukuki hizmetlere yeterince erişememektedir. Her yıl yaklaşık 100 milyon insan, hukuki hizmetlere erişim sağlamak için yaptıkları harcamalar nedeniyle aşırı yoksulluğa düşmektedir​. Bu durum, toplumsal adaleti zedeler ve güveni sarsar. Adil düzen, hukukun herkes için eşit şekilde işlemesini sağlar.

Adil düzenin en güzel örneklerinden biri, İskandinav ülkeleridir. Bu ülkelerde, gelir dağılımı adaletli, eğitim ve sağlık hizmetleri eşit şekilde sunulmakta, hukukun üstünlüğü tam anlamıyla uygulanmaktadır. Bu sayede, bu ülkelerdeki insanlar daha huzurlu ve refah içinde yaşamaktadır.

Adil düzenin başlangıçlarından kabul edilen İslam’ın ilk döneminden bu yana geldiğimiz noktada adaletsizliğin en yoğun olduğu coğrafya maalesef İslam coğrafyasıdır. Adil düzen kavramıyla batının kurumsal karşılaşması 20. Yüzyıldadır. Yani 1400 yıl önce öğrenip uygulamaya koyduğumuz sistem, bugün yerini ‘gemisini kurtaran kaptan’ anlayışına bırakmıştır.

Yani bugün geldiğimiz noktada adil düzen için sorulması gereken soru şu olmalı: Düzenin halinden memnun olmadığı bir gün ne zaman gelecek?

YORUMLAR

  • 0 Yorum