İnsan doğada yaratılmış olan her şeyden daha üstün bir varlık olmasına rağmen doğadaki diğer varlıklardan da bir şeyler öğrenme gayreti içinde olmadır. Çünkü insan olmanın getirdiği en temel sorumluluklardan biri sürekli öğrenen ve öğreten olmaktır. Çevreye öğreteceğiniz bir şeyler olması için önce öğrenmemiz gerekir. Çok kolay gibi görünse de aslına bakarsanız öğrenme çok zor bir iş, adeta bir sanattır. Öğrenmeyi zor kılan kendisi değil, onu sürekli kılabilme mücadelesidir. Sürekli olmayan hiçbir şey ardında kalıcı izler bırakamaz.
Necip Fazıl’ın dediği gibi “Devler gibi eserler bırakmak istiyorsanız karıncalar gibi çalışmalısınız.” Karıncayı karınca yapan özellik nedir? Bıkmadan usanmadan, cüssesine bakmadan kendinden onlarca kat ağırlığındaki yükün altına girebilmesidir. Çok güçlü bir mücadele azmine ve özgüvene sahip olduğunu bizlere gösterirken aynı zamanda ben bu yükü taşıyamam, bu yük çok büyük gibi önyargılara kapılmadan görevini yapma arzusundadır.
Öğrenme anlık değil sürekli olmalıdır. Önce çok büyük bir heyecanla başlayan öğrenme arzusu daha sonra bir saman alevi gibi maalesef sönmeye mahkum olmaktadır. Aslına bakarsanız onu büyük bir heyecanla başlatan ve sonra da tekrar sönmesini sağlayan kaynak aynıdır, yani kişinin kendisidir. Demek ki başlangıçtaki heyecanı sürdürebilirsek öğrenme anlık, günlük değil yaşam boyu sürecektir. Heyecanın kişiler için çok büyük bir fonksiyonu vardır, adeta insanların yakıtıdır. Yalnız buradaki heyecan bizlere pozitif enerji veren, yeniliklere yelken açmamızı sağlayan bir heyecan olmalı, yoksa panik havasında oluşan heyecanın bizi bırakın geleceğe götürmesini, bir adım öteye bile götüremez. Heyecanı canlı tutmanın en güzel yöntemlerinden biri yukarıda bahsettiğimiz gibi doğadan dersler çıkarmaktır.
Uzak Doğu’da ve bataklıklarda çok ama çok zor şartlar altında yetişen bir ağaçtır Moso Ağacı. Bu ağacın özelliği diğer ağaçlar gibi sıradan bir hayatının olmamasıdır. Bir bambu ağacı türü olan Moso, diğer iklim koşullarında ve toprak türlerinde, bataklıklarda olduğu kadar etkin bir yaşam sürememektedir.
Moso ağacı 50-60 cm’lik bir fidan olarak dikildikten sonra 5 yıl boyunca hiçbir büyüme, gelişme göstermez. Ancak bu süre içinde hiçbir zaman unutmadığı bir şey vardır: 5 yıl sonra her gün 35- 40 cm büyümek, yaklaşık iki ay içinde de 30 metrelik bir boya ulaşmak. İşte bu düşünce ile Moso ağacı her gün, bataklığın derinliklerinde kaybolan, kendisinin hayatta kalmasını sağlayacak minerallere ulaşmak için yüz metrelerce kök salmaya devam eder. Hayatta kalmasını sağlayacak olan bu kökler aynı zamanda 5 yılın sonunda uzun bir ağaç olduğu zaman şiddetli fırtınalı günlerde onu hayata bağlayacak olup, bunlara karşı göğüs gerip her şeye rağmen dimdik ayakta kalabilecektir.
Moso ağacını bu seviyeye getiren en önemli özellikleri ise, hedefine olan bağlılığı ve inancıyla birlikte gereken bedeli zamanında ödemesi ve hiç bıkmadan usanmadan azimle ve sabırla yoluna devam edebilmesidir. Hayatta biz insanların en çok yaptığımız hatalardan biri de nereye gidecek olduğumuzu bilmemektir. Bazen bildiğimizi düşünsek de aslına bakarsanız bilmediğimizin bile farkında değilizdir. Bilen kişilerin de büyük bir çoğunluğu önüne en küçük kaya parçası şeklinde bir engel çıktığı zaman, engeli kaldırmak için çaba göstermek yerine kaya parçasının yanından, etrafından dolaşmayı tercih ederek kolay bir yaşam peşindedirler. Hayatımızda önünüze engel çıkması kadar doğal bir olay yoktur, ancak bunların doğru çözümü ortada kuyu var yandan geç değil, o engellerin zamanında önümüzden kaldırılmasıdır. Unutmayalım ki kaldırılmayan engeller günün birinde daha büyük bir şekilde tekrar karşımıza çıkacaktır.
Moso ağacı gibi bir gün birden bire ve hızla değişebilirsiniz. Hayatta ne yapıyor olursanız olun o işe başladıktan bazen birkaç gün, hafta belki de birkaç ay sonra “hiçbir şey olmuyor, bir şey değişmiyor” diye düşünmeden ısrarla ve sabırla attığınız ve atacak olduğunuz her kök sayesinde içten içe büyüdüğünüzü düşünün. Unutmayın ki testinin dışına sızan testinin içindekidir. Eğer içinizde yeterince güç, enerji birikmemişse bunun gün yüzüne çıkmasını beklemek kendinizin farkına varmamanız demektir. Kendinizi tanıma ve hedefleriniz, idealleriniz için çıkacak olduğunuz bu başarı yolculuğunda unutmayın ki zaman zaman türbülanslar olabilir, önemli olan bu anda verdiğiniz karardır. Tamam mı, yoksa her şeye rağmen devam mı?
YORUMLAR