Epilepsi her yaşta ortaya çıkabilen, tedavi süresi uzun olan ve izlem gerektiren bir hastalık olmakla beraber yaşam kalitesini büyük ölçüde etkilemektedir. Epilepsi tedavisi için sağlık hizmeti veren kurumlardaki ekiplerin epilepsi hastalığı olan bireyler ve bu bireylerin çevresi ile tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek şekilde iletişim halinde olması gerekmektedir.
Epilepsi ilk kez Hipokrat tarafından “beyin hastalığı” olarak tanımlanmıştır. Epilepsi çocukluk ve adölesan dönemde en sık rastlanan, erişkinlerde ise beyin damar hastalıklarının ardından ikinci sırada görülen nörolojik hastalık olarak belirtilmektedir. Çeşitli nedenlerle merkezi sinir sisteminde meydana gelen anormallikler sonucunda geçici olan serebral işlev bozukluğu olarak tanımlanabilmektedir.
Epilepsi hastalığında Ketojenik Diyet
Ketojenik diyet; yüksek miktarda yağ, düşük miktarda karbonhidrat ve orta derecede protein içeren ve enerji kaynağı olarak karbonhidratlar yerine yağların kullanılmasını sağlayan bir diyettir. Yağların yıkılması sonucu ortaya çıkan ketonların beyne yaptığı bir etki mekanizması sayesinde epilepsi nöbetlerin azaldığı düşünülmektedir.
Yüksek yağ ve düşük karbonhidrat içeren ketojenik diyet 1920’lerin başında epilepsi tedavisinde kullanılmaya başlanmıştır. Fenitoin gibi yeni ilaçların keşfiyle 90’lara kadar unutulmuş eski bir tedavi olarak kalmıştır. Dirençli epilepside ketojenik diyet ile hastaların yarısının nöbet sayılarında belirgin azalma ve yaklaşık %15’inde ise tam nöbet kontrolü bildirilmiştir.
Önceleri son tedavi tercihleri arasında yer alan diyet, artan bilgi birikimi ve daha kolay uygulanabilir değiştirilmiş formların da etkinliğinin görülmesiyle miyoklonik, astatik epilepsi, Dravet sendromu ve süt çocuğu spazmı gibi epileptik ansafalopatilerde ilk tedavi seçenekleri arasına yerleşmiştir.
Dirençli epilepsi, üç veya daha fazla antiepileptik ilaca cevap veremeyen epilepsi olarak tanımlanmıştır. Antiepileptik ilaçların başarısız kalması ve kabul edilemeyen yan etkiler ortaya çıkarması nedeniyle ketojenik tıbbi beslenme tedavisi önem kazanmış ve kullanımı artmıştır. Diyetle karbonhidratlar sınırlandırıldığında vücut, enerji gereksinimini karşılamak için yağları kullandığından normalden fazla keton cisimciği oluşmaktadır ve sinir sistemindeki sinir iletimi düzenlenerek epileptik nöbet oluşumunun önüne geçildiği düşünülmektedir.
Beyin, enerji kaynağı olarak genellikle glikozu kullanır; fakat açlık durumunda veya ketojenik tıbbi beslenme tedavisinde karbonhidrat sınırlıdır. Yüksek yağlı, düşük karbonhidratlı olan ketojenik tıbbi beslenme tedavisi, açlığın metabolik durumunu taklit ederek yağın vücutta ilk enerji kaynağı olarak kullanılmasını sağlamaktadır. Ketojenik tıbbi beslenme tedavisiyle enerji gereksinimini karşılayabilmek amacıyla yağ asidi oksidasyonu artar ve keton cisimcikleri (Asetoasetat, β- hidroksibütirat ve aseton) oluşur.
Kaynakça;
Beslenme ve Diyet Dergisi 47 (3), 109-113, 2019
Turkish Archives of Pediatrics 48 (4), 2013
YORUMLAR