Gezmeye geldiği ilçede evlenip besiciliğe başladı
Antalya'nın Aksu ilçesinde yaşayan Seher Hor (54), mahallede İstanbullu gelin olarak tanınıyor. Her gün sabah erkenden uyanıp makyajını yaptıktan sonra, ineklerini sağarak güne başlayan Seher Hor, 32 yıl önce geldiği ilçede 8 senedir büyükbaş hayvan besliyor. İnekleriyle doğal yaşamın içerisinde olmayı çok sevdiğini anlatan Hor, şehir yaşamının kendisine çok sıkıcı geldiğini söyledi.
Editör: Karamanca
06 Haziran 2021 - 13:28 - Güncelleme: 06 Haziran 2021 - 13:38
İstanbul'da yaşarken gezmek için geldiği Aksu ilçesinde bugün 32 yıldır evli olduğu eşiyle tanıştığını, evlenme teklifi aldığını ve kendini doğal yaşamın içerisinde bulduğunu ifade eden Seher Hor, "Ben 5 yaşındayken ailem Ankara'dan İstanbul'a taşınmış.
Uzun yıllar İstanbul'da yaşadık. 32 sene önce ablamla birlikte buraya gezmeye geldik. Burada beyimle tanıştım. 10 gün içinde evlenme teklifi aldım. İstanbul'dan sonra burada nasıl yaşarım diye düşündüm açıkçası. Allah nasip etti evlendik ve buralı oldum. Başta beyimin ailesi kabul etmedi. Nasıl olur uyum sağlar mı diye. Mahalleli beni İstanbullu gelin olarak bilir. Daha bir gün makyajımı yapmadan güne başlamadım" diye konuştu.
Her gün saat 07.00'de uyandığını ve makyajını yaptıktan sonra güne başladığını kaydeden Seher Hor, "Beyim inekleri hazırlarken aşağı iniyorum. Otlarımızı hazırlıyoruz. İneklerimizi sağıyoruz, şişelerimize dolduruyoruz, perakende satış yapıyorum. 8 senedir büyükbaş hayvan besliyorum" dedi.
"Psikolojik rahatsızlığı olan insanlar hayvancılık yapsın"
Hayvancılığı gençlere önerdiğini dile getiren Seher Hor, "Psikolojik rahatsızlığı olan insanlar hayvancılık yapsın. Rahatlatıyor, sorunlardan arındırıyor. Tamamen onlara adapte oluyorsunuz. Sizin sevdiğinizi hissediyor. Mesela tekme atarken yavaş atıyor. Sağım yaparken dur deyince yapmaz. Onlarla konuşuyorum. Şarkı söylüyorum onlara. Onların hoşuna gidecek ifadelerde bulunuyorum. 'Tatlı kızım, güzel kızım' diyorum. Onlar da beni anlıyor gibi geliyor bana. Hayvanları çok seviyorum" şeklinde konuştu.
"Şehir hayatını sevmiyorum"
Evlendikten sonra köy hayatıyla tanıştığını kaydeden Seher Hor, "Evlendikten sonra ilk sene çok zorlandım. Gördüm ama yaşamadığım için o hayatı zorlandım. Yoruluyorsunuz, sıcak demiyor, soğuk demiyor. Sonra keyif almaya başladım.
İstanbul'a gittiğim zaman bana sıkıcı gelmeye başladı. Bir dairenin içerisindesiniz, otur, kahvaltı ve yemek derken bitiyor. Buranın sessizliğine o kadar alışmışım ki İstanbul'da gezerken o kalabalıktan o gürültü seslerinden rahatsız oluyorum. Çok güzel bir hayatım var. Şehir hayatını sevmiyorum" ifadelerini kullandı.
"Kremlerim var onlara tedavi uygularım"
İnekleriyle güzel iletişim kurduğunu kaydeden Seher Hor, "Onları önce seviyorum. Hoyratlığı geçmiyorsa ismini söyleyerek kızarım. O zaman yavaş yavaş sakinleşmeye çalışır. Beni dinler. Mesela ahıra girince sadece bir inek sağımı değildir bu. Önce bakarım, ineklerimde bir şey var mı? Durgun mu? Topallıyor mu? Onları gözlemlerim bir yeri çizilmiş mi? Kanamış mı? Kremlerim var onlara tedavi uygularım.
İstanbul'da ameliyat olmak zorunda kalmıştım. Burada bir hanım vardı o baktı, oğlum bakmıştı. Elimden geldiği kadar kimseye bırakmamaya çalışıyorum. Ayrı kaldığımız vakit buraya geldiğimde hepsi kapıya toplanırlar. Severim, özlem gideririz. Birbirimizi seviyoruz, her halde onlar da hissediyorlardır. Bunu hissediyorum" diye konuştu.
Uzun yıllar İstanbul'da yaşadık. 32 sene önce ablamla birlikte buraya gezmeye geldik. Burada beyimle tanıştım. 10 gün içinde evlenme teklifi aldım. İstanbul'dan sonra burada nasıl yaşarım diye düşündüm açıkçası. Allah nasip etti evlendik ve buralı oldum. Başta beyimin ailesi kabul etmedi. Nasıl olur uyum sağlar mı diye. Mahalleli beni İstanbullu gelin olarak bilir. Daha bir gün makyajımı yapmadan güne başlamadım" diye konuştu.
Her gün saat 07.00'de uyandığını ve makyajını yaptıktan sonra güne başladığını kaydeden Seher Hor, "Beyim inekleri hazırlarken aşağı iniyorum. Otlarımızı hazırlıyoruz. İneklerimizi sağıyoruz, şişelerimize dolduruyoruz, perakende satış yapıyorum. 8 senedir büyükbaş hayvan besliyorum" dedi.
"Psikolojik rahatsızlığı olan insanlar hayvancılık yapsın"
Hayvancılığı gençlere önerdiğini dile getiren Seher Hor, "Psikolojik rahatsızlığı olan insanlar hayvancılık yapsın. Rahatlatıyor, sorunlardan arındırıyor. Tamamen onlara adapte oluyorsunuz. Sizin sevdiğinizi hissediyor. Mesela tekme atarken yavaş atıyor. Sağım yaparken dur deyince yapmaz. Onlarla konuşuyorum. Şarkı söylüyorum onlara. Onların hoşuna gidecek ifadelerde bulunuyorum. 'Tatlı kızım, güzel kızım' diyorum. Onlar da beni anlıyor gibi geliyor bana. Hayvanları çok seviyorum" şeklinde konuştu.
"Şehir hayatını sevmiyorum"
Evlendikten sonra köy hayatıyla tanıştığını kaydeden Seher Hor, "Evlendikten sonra ilk sene çok zorlandım. Gördüm ama yaşamadığım için o hayatı zorlandım. Yoruluyorsunuz, sıcak demiyor, soğuk demiyor. Sonra keyif almaya başladım.
İstanbul'a gittiğim zaman bana sıkıcı gelmeye başladı. Bir dairenin içerisindesiniz, otur, kahvaltı ve yemek derken bitiyor. Buranın sessizliğine o kadar alışmışım ki İstanbul'da gezerken o kalabalıktan o gürültü seslerinden rahatsız oluyorum. Çok güzel bir hayatım var. Şehir hayatını sevmiyorum" ifadelerini kullandı.
"Kremlerim var onlara tedavi uygularım"
İnekleriyle güzel iletişim kurduğunu kaydeden Seher Hor, "Onları önce seviyorum. Hoyratlığı geçmiyorsa ismini söyleyerek kızarım. O zaman yavaş yavaş sakinleşmeye çalışır. Beni dinler. Mesela ahıra girince sadece bir inek sağımı değildir bu. Önce bakarım, ineklerimde bir şey var mı? Durgun mu? Topallıyor mu? Onları gözlemlerim bir yeri çizilmiş mi? Kanamış mı? Kremlerim var onlara tedavi uygularım.
İstanbul'da ameliyat olmak zorunda kalmıştım. Burada bir hanım vardı o baktı, oğlum bakmıştı. Elimden geldiği kadar kimseye bırakmamaya çalışıyorum. Ayrı kaldığımız vakit buraya geldiğimde hepsi kapıya toplanırlar. Severim, özlem gideririz. Birbirimizi seviyoruz, her halde onlar da hissediyorlardır. Bunu hissediyorum" diye konuştu.
YORUMLAR