Dünyada ilk, 7 asırlık camide raylı minber
Tek kişi tarafından kolaylıkla hareket ettirilen ve duvara gömme olarak yapılan minberle alandan tasarruf edilirken, hutbe okunacağı zaman imamı caminin her tarafından görmek de mümkün oluyor.
Editör: Karamanca
12 Ekim 2022 - 12:03 - Güncelleme: 12 Ekim 2022 - 12:21
Gaziantep'te 13'üncü yüzyılda yapıldığı belirtilen ve Boyacı Cami olarak bilinen Kadı Kemalettin Camisi'nin raylı minberi, yıllara meydan okuyor. Tasarruf etmek amacıyla yapılan ve duvara gömme olarak tasarlanan minber, cami cemaatinin de ilgisini çekiyor.
Gaziantep'in Şahinbey ilçesi Boyacı Mahallesi'nde 13'üncü yüzyılda yapıldığı rivayet edilen ve kaynaklarda Kadı Kemaleddin veya Boyacı Yusuf tarafından yaptırıldığı belirtilen Boyacı Camisi'ne, 1357 yılında Memlükler Dönemi'nde Marangoz Mehmet Ağa tarafından raylı sistem üzerinde minber yapıldı. Tek kişi tarafından kolaylıkla hareket ettirilen ve duvara gömme olarak yapılan minberle alandan tasarruf edilirken, hutbe okunacağı zaman imamı caminin her tarafından görmek de mümkün oluyor.
Cuma namazlarında okunacak hutbe için haftada bir gün açılan minber, tek kişi tarafından çekiliyor. 3 metre boyunca açılan minber, hutbe okunduktan sonra itilerek tekrar cami duvarına bitişik hale getiriliyor. Yıllara ve meydana gelen deprem gibi felaketlere rağmen dimdik duran raylı minber, günümüzde de her cuma günü kullanılıyor.
"Caminin minberi tahmini Türkiye'de tek diyebiliriz"
Dünyada bir benzeri olmayan minberi ilk kez gören cami cemaati ve vatandaşlar da duruma çok şaşırıyor. Caminin minberinin Türkiye'de tek olduğunu söyleyen cami görevlisi Mahmut Uncuer, "Bu semtte tahmini 350-400 yıllık geçmişi olan bir aileyiz. Bu caminin de 350-400 yıldan beri atalarımız ve babamızdan duyduğumuz şekilde izah etmek istiyorum. 1211 yılında ne Arap ne Osmanlı ne de Selçuklu mimarisi olarak yapılan bir yapıdır. Bu yapıda, bölgeye has olan mermer olarak kemik taşı; ağaç olarak da uzun süre dayanıklı katran ağacı kullanılmıştır. Caminin minberi tahmini Türkiye'de tek diyebiliriz. Tamamıyla el işi bir işçiliğe sahiptir.
Ağaçların yüzleri Gaziantep yöresine has sedef işlemesiyle işlenmiştir. 1940 yıllarında 2. Dünya Savaşı çıktığında buraya asker konuşlandırılmış, burada yatan askerler kendilerine ve ailelerine götürmek için hatıra diye sedef kakmaları kasaturalarının uçlarıyla sökmüşler. Sökülen yerlerin çoğunun yeri boş duruyor, zamanla tahribata uğrayan yerleri 2007 yılında yapılan restorasyonla eski halini döndürmeye çalışılmıştır. Fakat sedef kaplamalı kısımlar olduğu gibi boş olarak duruyor. Caminin taban kısmı sedir ve katran ağaçlarından yapılmıştır. Caminin kubbesi ve yer bağlantısı arasında bulunan bağlantılar da ağaçlarla kaplıdır. Yapıldığından bu yana bizim bildiğimiz 6-7 defa büyük tadilatlardan geçmiş, depremler atlatmıştır.
"Tövbekar oldu, Gaziantep'e kadı olarak atandı"
Görevli Uncuer, camiyi yaptıran kişi ve yapan mimarın da hikayesini anlatarak, "1211 yılında yapılış hikayesinde, Kadı Kemalettin diye bilinen kişinin buralarda yaşayan bir eşkıya olduğu rivayet edilir. Hırsızlık olayında bir kızı kurtardığı, bu kızın da gelip kendisi yakalandığında idam edileceği zaman boynundaki ipi çıkarttığı rivayet edilen; bu kızın kendisini kurtardığı, kendisinin de tövbekar olup, kendisini ilme adayıp daha sonra Gaziantep'e kadı olarak atandığı, bu bölgeye bu camiyi yaptırdığı ve camiyi yapan mimarın da Boyacı isminde mimar başı olduğu söyleniyor.
Boyacı'nın da bu bölgede yaşayan o zamanki beyliğin başkanının ismi olduğu da rivayet ediliyor" diye konuştu.
Boyacı Cami ve Kadı Kemalettin Camisi olarak bilinen cami, Gaziantep'in en eski yapıları arasında yer alıyor.
Gaziantep'in Şahinbey ilçesi Boyacı Mahallesi'nde 13'üncü yüzyılda yapıldığı rivayet edilen ve kaynaklarda Kadı Kemaleddin veya Boyacı Yusuf tarafından yaptırıldığı belirtilen Boyacı Camisi'ne, 1357 yılında Memlükler Dönemi'nde Marangoz Mehmet Ağa tarafından raylı sistem üzerinde minber yapıldı. Tek kişi tarafından kolaylıkla hareket ettirilen ve duvara gömme olarak yapılan minberle alandan tasarruf edilirken, hutbe okunacağı zaman imamı caminin her tarafından görmek de mümkün oluyor.
Cuma namazlarında okunacak hutbe için haftada bir gün açılan minber, tek kişi tarafından çekiliyor. 3 metre boyunca açılan minber, hutbe okunduktan sonra itilerek tekrar cami duvarına bitişik hale getiriliyor. Yıllara ve meydana gelen deprem gibi felaketlere rağmen dimdik duran raylı minber, günümüzde de her cuma günü kullanılıyor.
"Caminin minberi tahmini Türkiye'de tek diyebiliriz"
Dünyada bir benzeri olmayan minberi ilk kez gören cami cemaati ve vatandaşlar da duruma çok şaşırıyor. Caminin minberinin Türkiye'de tek olduğunu söyleyen cami görevlisi Mahmut Uncuer, "Bu semtte tahmini 350-400 yıllık geçmişi olan bir aileyiz. Bu caminin de 350-400 yıldan beri atalarımız ve babamızdan duyduğumuz şekilde izah etmek istiyorum. 1211 yılında ne Arap ne Osmanlı ne de Selçuklu mimarisi olarak yapılan bir yapıdır. Bu yapıda, bölgeye has olan mermer olarak kemik taşı; ağaç olarak da uzun süre dayanıklı katran ağacı kullanılmıştır. Caminin minberi tahmini Türkiye'de tek diyebiliriz. Tamamıyla el işi bir işçiliğe sahiptir.
Ağaçların yüzleri Gaziantep yöresine has sedef işlemesiyle işlenmiştir. 1940 yıllarında 2. Dünya Savaşı çıktığında buraya asker konuşlandırılmış, burada yatan askerler kendilerine ve ailelerine götürmek için hatıra diye sedef kakmaları kasaturalarının uçlarıyla sökmüşler. Sökülen yerlerin çoğunun yeri boş duruyor, zamanla tahribata uğrayan yerleri 2007 yılında yapılan restorasyonla eski halini döndürmeye çalışılmıştır. Fakat sedef kaplamalı kısımlar olduğu gibi boş olarak duruyor. Caminin taban kısmı sedir ve katran ağaçlarından yapılmıştır. Caminin kubbesi ve yer bağlantısı arasında bulunan bağlantılar da ağaçlarla kaplıdır. Yapıldığından bu yana bizim bildiğimiz 6-7 defa büyük tadilatlardan geçmiş, depremler atlatmıştır.
"Tövbekar oldu, Gaziantep'e kadı olarak atandı"
Görevli Uncuer, camiyi yaptıran kişi ve yapan mimarın da hikayesini anlatarak, "1211 yılında yapılış hikayesinde, Kadı Kemalettin diye bilinen kişinin buralarda yaşayan bir eşkıya olduğu rivayet edilir. Hırsızlık olayında bir kızı kurtardığı, bu kızın da gelip kendisi yakalandığında idam edileceği zaman boynundaki ipi çıkarttığı rivayet edilen; bu kızın kendisini kurtardığı, kendisinin de tövbekar olup, kendisini ilme adayıp daha sonra Gaziantep'e kadı olarak atandığı, bu bölgeye bu camiyi yaptırdığı ve camiyi yapan mimarın da Boyacı isminde mimar başı olduğu söyleniyor.
Boyacı'nın da bu bölgede yaşayan o zamanki beyliğin başkanının ismi olduğu da rivayet ediliyor" diye konuştu.
Boyacı Cami ve Kadı Kemalettin Camisi olarak bilinen cami, Gaziantep'in en eski yapıları arasında yer alıyor.
YORUMLAR