Devletin merkezini Konya'dan bu şehre taşımıştı, dualarla anıldı

SELÇUKLU sultanlarından 1'inci İzzeddin Keykavus, ölümünün 805'inci yıl dönümünde Sivas'ta Şifaiye Medresesi'ndeki türbesi başında dualarla anıldı.

Şifahiye Medresesi'nde düzenlenen anma programına Vali Yardımcısı Yakup Tatoğlu, Belediye Başkan Vekili Ramazan Baker, İl Müftüsü Ahmet Celalettin Altunkaya, İl Kültür ve Turizm Müdürü Aziz Erdoğan, Vakıflar Bölge Müdürü Cemal Karaca ve öğrenciler katıldı. Anma programı kabir başında okunan Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Kabir başında edilen duanın ardından Kale Camisinde Mevlid-i Şerif okutuldu. Programın sonunda emekli Profesör Dr. Recep Toparlı, Selçuklu Sultanı 1'inci İzzeddin Keykâvus'un hayatından bilgiler verdi.

Selçuklu Sultanı 1'nci İzzeddin Keykâvus'un Anadolu Selçuklu Devleti'nin dokuzuncu hükümdarı olduğunu 1180'li yıllarda Konya'da dünyaya geldiğini belirten Toparlı, "Gıyaseddin Keyhüsrev'in üç oğlunun en büyüğüdür. Çocukluk ve gençlik dönemlerinin bir kısmı, babasının sürgün hayatından dolayı Konstantinopolis'te geçmiştir.

Sürgün hayatındaki zorluklara ve sancılı yıllara rağmen şehzadelere yaraşır bir eğitim almıştır. Malatya'da 6-7 yıl meliklik yaptıktan sonra, babasının Alaşehir Savaşı'nda şehit düşmesi üzerine devletin başına geçmiş. 1211 yılında Konya'da tahta çıktıktan sonra devletinin merkezini Sivas'a taşıyarak burasını alternatif bir başkent olarak kullanmıştır. Sivas'ta 1217 yılında inşa edilen Darü'ş-Şifa, bunların önemlilerinden biridir.

Günümüze ulaşan vakfiyesine göre bu tesis, aynı zamanda bir tıp mektebi olarak da hizmet vermiştir. Halep'e yaptığı seferlerin ikincisine hazırlanırken hastalanmış, hastalığının artması üzerine hekimlerin tavsiyesine uyularak havasının ve suyunun iyi geleceği ümit edilen Viranşehir'e götürülmüştür O, henüz 40 yaşına dahi gelmeden 7 Ocak 1220 tarihinde vefat etmiştir.

Cenazesi, vasiyeti üzerine Sivas'ta yaptırdığı Darü'ş-Şifa'dakı türbesine defnedilmiştir. Karakter olarak hassas ve duygulu bir yapıda olan Keykâvus adaletten ayrılmamış, hiç kimsenin hakkına tecavüz etmemiştir. Engin ve yüksek bir kültüre sahip olan Sultan, şiir yazmış, ilim adamlarını ve şairleri himaye ederek onlara saygı göstermiştir" dedi.