Başkan Bozkurt'tan camiler ve din görevlileri haftası mesajı
Türk Diyanet Vakıf-Sen Karaman İl Başkanı Mehmet Bozkurt'un 2022 yılı 1-7 Ekim “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” münasebetiyle yaptığı yazılı açıklama:
Editör: Karamanca
30 Eylül 2022 - 16:45
Ülkemizin en güzide kurumlarının başında gelen Diyanet İşleri Başkanlığımız; “İslâm dininin inanç, ibadet ve ahlâk esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmekle görevli” olduğunu hatırlatan Başkan Mehmet Bozkurt 1-7 Ekim Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nın hayırlı ve uğurlu olmasını diledi.Bozkurt şunları ifade etti; “Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından 1986 yılından itibaren Camiler Haftası olarak kutlanan hafta, 2002 yılında Sendikamızın teklifi ile 2003 yılından itibaren Camiler ve Din Görevlileri Haftası olarak kutlanmaya başlanmıştır.
Zaman gözetmeden, yurt içinde ve yurt dışında din görevlilerimiz, Diyanet çalışanlarımız milletimize hizmet etmek için çalışmaktadırlar. Görev yerleri olan Kur’an kursları ve camilerin yanı sıra, insanlarımızın sevinçli ve kederli anlarında yanlarında bulunmaktadırlar. Milletçe birliğin, beraberliğin, kardeşliğin, dayanışmanın ve yardımlaşmanın yaşatılmasında öncü, önder ve örnek olmaktadırlar. Herkesi ve her kesimi kucaklayıcı anlayışıyla din görevlilerimiz, bulunduğu yerde aranan ve danışılan önder kişilikleriyle vatandaşlarımızın gönlünde taht kurmuşlardır.
Camiler ve Din Görevlileri Haftası; çalışanlarımızın problemlerinin görüşüldüğü ve çözümlerinin bulunduğu zaman dilimi olmalıdır. Teşkilat mensuplarımızın tamamının, Kurum kimlik-aidiyetleri hususundaki hassasiyetlerinin artırılması için gerekli çalışmalar yapılmalıdır. Çalışanlarımızın İslam'a, Kurumumuza ve Milletimize hizmet etme azim ve gayretindeki motivasyonlarını yükseltmek, Kurum idarecilerinin en önemli görevleri arasında olmalıdır. Bunun için liyakatin esas alındığı, bilginin, ehliyetin, tecrübenin ve adaletin öne çıkarıldığı bir sistemin uygulanması sağlanmalıdır.
Kürsülerden anlatılan güzel hasletlerin, önce birbirimize gösterilmesi ve örnek oluşturması elzemdir. İdarecilerle çalışanlar arasındaki kardeşlik hukuku en üst düzeye çıkarılmalıdır. Birbirinin eksiğini arayan, araştıran veya yayan değil, rehberlik yapan, güzel iş ve işlemlerde yarışan bir anlayışı geliştirerek örnek, öncü ve önder kimliğimizi her alanda yaşatabilmeliyiz. Göreve alımlardan başlayarak, atama, nakil, görevlendirme ve unvan değişiklikleri gibi işlemlerde, iç ve dış her türlü müdahalenin önüne geçilerek, çalışanlarımızın insan onuruna aykırı tutum ve davranışlara asla müsaade edilmemelidir.
Milletimizin göz bebeği olan Diyanet İşleri Başkanlığımızı, günlük kısır tartışmaların içerisine çekecek söz, davranış, yazı ve paylaşımlardan, öncelikle Teşkilat mensuplarımız uzak durmalı ve dikkat etmelidir. Az da olsa bazı çevrelerce bilerek veya bilmeyerek yapılan, Diyanet ve din görevlilerimizi incitici ve haksız ithamları kınıyor ve asla kabul etmiyoruz. Türk Diyanet Vakıf-Sen olarak, önce ülkem ve kurumlarımız anlayışıyla, gerekenleri yapmaya devam edeceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz. Diyanet çalışanlarımız, kurum içinde ve dışında çeşitli problemlerle karşı karşıyadır. Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nda konuşulması ve gereğinin yapılması gereken konulardan bazılarını hatırlatmak gerekirse:
Kurum idarecileri ve çalışanların birbirleriyle olan ilişkileri, atama-nakil-görevde yükselme ve unvan değişikliği işlemlerinin şeffaf ve kolay ulaşılabilir olması, din görevlilerimizin lojman yapımları, 4/B sözleşmeli çalışanlar ile vekil imam-hatip, müezzin kayyım ve fahri (geçici) Kur’an kursu öğreticilerinin kadro talepleri, izin işlemleri, sınavsız geçiş İLİTAM, kurum içi yapılan sınavlar (MBSTS), hac, umre, yurtdışı görevlendirmeleri, çalışanlarımıza yönelik isimsiz veya sahte isimlerle şikayetlerin işleme alınması, çalışanlarımızın yüksek öğrenimde okuyan çocuklarına Türkiye Diyanet Vakfı tarafından burs verilmesi, yurt hizmetlerinin yaygınlaştırılması, sadece ceza değil mükafat verilmesi, dernek başkanları ve muhtarlarla olan ilişkileri sıralayabiliriz.
Türk Diyanet Vakıf-Sen olarak; çalışanlarımızın haklı taleplerinin daima yanında olmaya ve problemlerinin çözümü için sözcülüğünü yapmaya devam edeceğiz. Her zaman milletimize hizmet yolunda çalışanlarımızı ayırmadan, ayrıştırmadan, ötekileştirmeden hakkaniyet, bilgi, liyakat, sadece Devletimize sadakat anlayışının olmazsa olmaz olduğunu dile getireceğiz. Çalışanlarımıza keyfi uygulamaların yapılmaması, hak edenin, hak ettiği yere, kendi hakkı ile gelebileceği bir sistemin oluşması için görüş, öneri ve eleştirilerimizi yapmayı sürdüreceğiz. Güzide kurumumuz Diyanet İşleri Başkanlığımız ve kıymetli çalışanlarımızın, her alanda örnek, öncü ve en önde olması için üzerine düşeni yapmaya yılmadan devam edeceğiz.
Başlangıçtan günümüze kadar Müslümanlar, cami ve mescitleri kutsal ibadet mekânları olarak baş tacı yapmışlardır. Ülkemizde 90 bine yakın cami ve mescit bulunmaktadır. Müslümanlar, toplu ibadetleri olan cuma, bayram, cenaze ve beş vakit namazı buralarda kılmaktadır. Tarihi camilerimizin yanı sıra, yeni yapılan camilerimiz de vardır. Yeni yapılan ve yeni yapılacak olan camilerin Diyanet İşleri Başkanlığımızca hazırlanan “Cami Planlama ve Tasarımı Kılavuzu”na uyularak yapılması önemlidir.
Zemin etüdünden, kadınlara ayrılan bölümlere, engelli vatandaşlarımızın ulaşımına, vestiyer ayakkabılıkların durumuna, temizlikten havalandırmaya, ısıtma-soğutmasından abdest alma yerlerine, ses sistemlerinden din görevlilerinin odalarına ve lojmanına kadar titizlikle dikkat edilmelidir. Vatandaşlarımız büyük bir özveriyle camilerimizi ve Kur’an kurslarımızı inşa etmekte, daha sonra da giderlerini karşılamaktadır. Katkı sunan, destek sağlayan bütün vatandaşlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Yapılan camiler ve Kur’an kurslarını geleceğe taşımak hepimizin üzerine düşen bir görevdir. Camilerimizin aydınlatma giderlerinin yanı sıra, yakıt ve diğer giderlerinin de kurum bütçesinden karşılanması önemlidir.
Türk Diyanet Vakıf-Sen olarak; saygıdeğer din görevlilerimiz ve bütün Diyanet çalışanlarımızın Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nı kutluyoruz. Kuruluşundan bugüne kadar vefat etmiş bütün çalışanlarımızı dualarla anıyoruz. Yıllarca özveriyle hizmet etmiş ve emekli olmuş ve şu anda yurt içinde ve dışında milletimize hizmet eden bütün din görevlilerimize ve Diyanet çalışanlarımıza sağlık, huzur ve mutluluklar diliyoruz. "
Zaman gözetmeden, yurt içinde ve yurt dışında din görevlilerimiz, Diyanet çalışanlarımız milletimize hizmet etmek için çalışmaktadırlar. Görev yerleri olan Kur’an kursları ve camilerin yanı sıra, insanlarımızın sevinçli ve kederli anlarında yanlarında bulunmaktadırlar. Milletçe birliğin, beraberliğin, kardeşliğin, dayanışmanın ve yardımlaşmanın yaşatılmasında öncü, önder ve örnek olmaktadırlar. Herkesi ve her kesimi kucaklayıcı anlayışıyla din görevlilerimiz, bulunduğu yerde aranan ve danışılan önder kişilikleriyle vatandaşlarımızın gönlünde taht kurmuşlardır.
Camiler ve Din Görevlileri Haftası; çalışanlarımızın problemlerinin görüşüldüğü ve çözümlerinin bulunduğu zaman dilimi olmalıdır. Teşkilat mensuplarımızın tamamının, Kurum kimlik-aidiyetleri hususundaki hassasiyetlerinin artırılması için gerekli çalışmalar yapılmalıdır. Çalışanlarımızın İslam'a, Kurumumuza ve Milletimize hizmet etme azim ve gayretindeki motivasyonlarını yükseltmek, Kurum idarecilerinin en önemli görevleri arasında olmalıdır. Bunun için liyakatin esas alındığı, bilginin, ehliyetin, tecrübenin ve adaletin öne çıkarıldığı bir sistemin uygulanması sağlanmalıdır.
Kürsülerden anlatılan güzel hasletlerin, önce birbirimize gösterilmesi ve örnek oluşturması elzemdir. İdarecilerle çalışanlar arasındaki kardeşlik hukuku en üst düzeye çıkarılmalıdır. Birbirinin eksiğini arayan, araştıran veya yayan değil, rehberlik yapan, güzel iş ve işlemlerde yarışan bir anlayışı geliştirerek örnek, öncü ve önder kimliğimizi her alanda yaşatabilmeliyiz. Göreve alımlardan başlayarak, atama, nakil, görevlendirme ve unvan değişiklikleri gibi işlemlerde, iç ve dış her türlü müdahalenin önüne geçilerek, çalışanlarımızın insan onuruna aykırı tutum ve davranışlara asla müsaade edilmemelidir.
Milletimizin göz bebeği olan Diyanet İşleri Başkanlığımızı, günlük kısır tartışmaların içerisine çekecek söz, davranış, yazı ve paylaşımlardan, öncelikle Teşkilat mensuplarımız uzak durmalı ve dikkat etmelidir. Az da olsa bazı çevrelerce bilerek veya bilmeyerek yapılan, Diyanet ve din görevlilerimizi incitici ve haksız ithamları kınıyor ve asla kabul etmiyoruz. Türk Diyanet Vakıf-Sen olarak, önce ülkem ve kurumlarımız anlayışıyla, gerekenleri yapmaya devam edeceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz. Diyanet çalışanlarımız, kurum içinde ve dışında çeşitli problemlerle karşı karşıyadır. Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nda konuşulması ve gereğinin yapılması gereken konulardan bazılarını hatırlatmak gerekirse:
Kurum idarecileri ve çalışanların birbirleriyle olan ilişkileri, atama-nakil-görevde yükselme ve unvan değişikliği işlemlerinin şeffaf ve kolay ulaşılabilir olması, din görevlilerimizin lojman yapımları, 4/B sözleşmeli çalışanlar ile vekil imam-hatip, müezzin kayyım ve fahri (geçici) Kur’an kursu öğreticilerinin kadro talepleri, izin işlemleri, sınavsız geçiş İLİTAM, kurum içi yapılan sınavlar (MBSTS), hac, umre, yurtdışı görevlendirmeleri, çalışanlarımıza yönelik isimsiz veya sahte isimlerle şikayetlerin işleme alınması, çalışanlarımızın yüksek öğrenimde okuyan çocuklarına Türkiye Diyanet Vakfı tarafından burs verilmesi, yurt hizmetlerinin yaygınlaştırılması, sadece ceza değil mükafat verilmesi, dernek başkanları ve muhtarlarla olan ilişkileri sıralayabiliriz.
Türk Diyanet Vakıf-Sen olarak; çalışanlarımızın haklı taleplerinin daima yanında olmaya ve problemlerinin çözümü için sözcülüğünü yapmaya devam edeceğiz. Her zaman milletimize hizmet yolunda çalışanlarımızı ayırmadan, ayrıştırmadan, ötekileştirmeden hakkaniyet, bilgi, liyakat, sadece Devletimize sadakat anlayışının olmazsa olmaz olduğunu dile getireceğiz. Çalışanlarımıza keyfi uygulamaların yapılmaması, hak edenin, hak ettiği yere, kendi hakkı ile gelebileceği bir sistemin oluşması için görüş, öneri ve eleştirilerimizi yapmayı sürdüreceğiz. Güzide kurumumuz Diyanet İşleri Başkanlığımız ve kıymetli çalışanlarımızın, her alanda örnek, öncü ve en önde olması için üzerine düşeni yapmaya yılmadan devam edeceğiz.
Başlangıçtan günümüze kadar Müslümanlar, cami ve mescitleri kutsal ibadet mekânları olarak baş tacı yapmışlardır. Ülkemizde 90 bine yakın cami ve mescit bulunmaktadır. Müslümanlar, toplu ibadetleri olan cuma, bayram, cenaze ve beş vakit namazı buralarda kılmaktadır. Tarihi camilerimizin yanı sıra, yeni yapılan camilerimiz de vardır. Yeni yapılan ve yeni yapılacak olan camilerin Diyanet İşleri Başkanlığımızca hazırlanan “Cami Planlama ve Tasarımı Kılavuzu”na uyularak yapılması önemlidir.
Zemin etüdünden, kadınlara ayrılan bölümlere, engelli vatandaşlarımızın ulaşımına, vestiyer ayakkabılıkların durumuna, temizlikten havalandırmaya, ısıtma-soğutmasından abdest alma yerlerine, ses sistemlerinden din görevlilerinin odalarına ve lojmanına kadar titizlikle dikkat edilmelidir. Vatandaşlarımız büyük bir özveriyle camilerimizi ve Kur’an kurslarımızı inşa etmekte, daha sonra da giderlerini karşılamaktadır. Katkı sunan, destek sağlayan bütün vatandaşlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Yapılan camiler ve Kur’an kurslarını geleceğe taşımak hepimizin üzerine düşen bir görevdir. Camilerimizin aydınlatma giderlerinin yanı sıra, yakıt ve diğer giderlerinin de kurum bütçesinden karşılanması önemlidir.
Türk Diyanet Vakıf-Sen olarak; saygıdeğer din görevlilerimiz ve bütün Diyanet çalışanlarımızın Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nı kutluyoruz. Kuruluşundan bugüne kadar vefat etmiş bütün çalışanlarımızı dualarla anıyoruz. Yıllarca özveriyle hizmet etmiş ve emekli olmuş ve şu anda yurt içinde ve dışında milletimize hizmet eden bütün din görevlilerimize ve Diyanet çalışanlarımıza sağlık, huzur ve mutluluklar diliyoruz. "
YORUMLAR