Ata kültürü, göçü başlayan yaylalar baharın tüm güzelliklerini sunuyor
İlkbaharın gelişi ve havaların ısınması ile birlikte yaylaya göçen köy sakinleri hem temiz havanın tadını çıkarıyor hem de doğal ve ekonomik yöntemlerle hayvanlarını taze meralarda otlatıyor.
Editör: Karamanca
24 Mayıs 2022 - 11:13 - Güncelleme: 24 Mayıs 2022 - 11:21
Temiz havası, buz gibi kar sularının beslediği akarsuları ve yılın bu zamanlarında doğaya apayrı renk katan çiçekleriyle Konya'nın Toros Dağları üzerine kurulu Hisarlık yaylasında adeta görsel şölen yaşanıyor.
Antalya ile Konya sınırında yer alan yaklaşık 1900 rakımlı Hisarlık yaylası, karların erimesiyle oluşan akarsular çevresindeki yemyeşil arazilerde açan düğün çiçekleri ile adeta sarıya boyandı. Her sene yerli ve yabancı yüzlerce ziyaretçi ağırlayan yayla, doğasever ve fotoğraf tutkunları için de seyrine doyumsuz manzaralar sunuyor. İlkbaharın gelişi ve havaların ısınması ile birlikte yaylaya göçen köy sakinleri hem temiz havanın tadını çıkarıyor hem de doğal ve ekonomik yöntemlerle hayvanlarını taze meralarda otlatıyor.
"İlla ve mutlaka cennet vatan Türkiye"
Yaylayı ziyarete gelen Ayşe Barış yaylayı daha önce sadece fotoğraflarda gördüğünü ve çok etkilendiğini söyledi. Fransa'da doğup büyüdüğünü belirten Barış, "Yaylaya sırf bu çiçekleri görmek için geldik. Daha önce bu mevsimde hiç gelmemiştim. İlk defa geliyorum. Normalde resimlerde gördüğüm için mutlaka canlı görmek istedim. Sakinliği, yeşil doğası ve insanları ile hepsi güzel. Doya doya geziyoruz, bol bol fotoğraf çekiyoruz. Tanıdık akrabalarla merhabalaşıyoruz. Buranın havası daha temiz. O temiz havayı hissediyoruz. Fransa'da şehirde yaşadığımız için farkı görebiliyoruz. Gökyüzünden belli zaten. Ne kadar doğma büyüme Fransa'da olsak da, illa ve mutlaka cennet vatanımız Türkiye" dedi.
Hisarlık yaylası sakinlerinden Şerafettin Zorlu ise, havaların ısınmaya başlamasıyla yaylaya göçün başladığını söyledi. Yaylacılığın kendisine dededen kalma olduğunu belirten Zorlu, "Bizler yaylasız yapamayız. Yaylaya ilk çıkanlardan ve son gidenlerden biriyim. Haftada 1-2 gün pazar ihtiyacı için Bozkır ilçesine gideriz. Diğer her zaman yayladayız. Burası bizim için dinlenme tesisleri gibi, yazlık gibi bir yer oldu. Ziyarete gelip giden arkadaşlarımız oluyor. Sohbet edip, yaylanın keyfini sürüyoruz" şeklinde konuştu.
"Böyle bir yer bulunmaz"
Doğa harikası Eğrigöl'ün geçiş noktası olduğu ve yabancı turistlerin de ilgisini çektiğini anlatan Zorlu, şunları kaydetti: "Buranın havası çok güzel. Rakım yaklaşık 1900 civarında. Mayıs ayının sonuna gelmemize rağmen şu karşımızdaki Sinekkıran Dağında metrelerce kar var. Derelerimizde sular coşuyor, çiçekler yeni yeni açıyor. Köylerimizde yağmursuzluktan sıkıntı yaşanıyor ama buralarda o tehlike yok. Bu yaylayı herkese tavsiye ederim. Böyle bir yayla böyle bir hava, şu mevsimde kar içinde başka nerde var? Böyle bir yer bulunmaz. Yabancı turistler bazen motorla geliyor, Dedemli yaylası üzerinden Eğrigöl'e gidiyor. Orada birkaç gün kamp yapıp Antalya'ya geçiyorlar."
Antalya ile Konya sınırında yer alan yaklaşık 1900 rakımlı Hisarlık yaylası, karların erimesiyle oluşan akarsular çevresindeki yemyeşil arazilerde açan düğün çiçekleri ile adeta sarıya boyandı. Her sene yerli ve yabancı yüzlerce ziyaretçi ağırlayan yayla, doğasever ve fotoğraf tutkunları için de seyrine doyumsuz manzaralar sunuyor. İlkbaharın gelişi ve havaların ısınması ile birlikte yaylaya göçen köy sakinleri hem temiz havanın tadını çıkarıyor hem de doğal ve ekonomik yöntemlerle hayvanlarını taze meralarda otlatıyor.
"İlla ve mutlaka cennet vatan Türkiye"
Yaylayı ziyarete gelen Ayşe Barış yaylayı daha önce sadece fotoğraflarda gördüğünü ve çok etkilendiğini söyledi. Fransa'da doğup büyüdüğünü belirten Barış, "Yaylaya sırf bu çiçekleri görmek için geldik. Daha önce bu mevsimde hiç gelmemiştim. İlk defa geliyorum. Normalde resimlerde gördüğüm için mutlaka canlı görmek istedim. Sakinliği, yeşil doğası ve insanları ile hepsi güzel. Doya doya geziyoruz, bol bol fotoğraf çekiyoruz. Tanıdık akrabalarla merhabalaşıyoruz. Buranın havası daha temiz. O temiz havayı hissediyoruz. Fransa'da şehirde yaşadığımız için farkı görebiliyoruz. Gökyüzünden belli zaten. Ne kadar doğma büyüme Fransa'da olsak da, illa ve mutlaka cennet vatanımız Türkiye" dedi.
Hisarlık yaylası sakinlerinden Şerafettin Zorlu ise, havaların ısınmaya başlamasıyla yaylaya göçün başladığını söyledi. Yaylacılığın kendisine dededen kalma olduğunu belirten Zorlu, "Bizler yaylasız yapamayız. Yaylaya ilk çıkanlardan ve son gidenlerden biriyim. Haftada 1-2 gün pazar ihtiyacı için Bozkır ilçesine gideriz. Diğer her zaman yayladayız. Burası bizim için dinlenme tesisleri gibi, yazlık gibi bir yer oldu. Ziyarete gelip giden arkadaşlarımız oluyor. Sohbet edip, yaylanın keyfini sürüyoruz" şeklinde konuştu.
"Böyle bir yer bulunmaz"
Doğa harikası Eğrigöl'ün geçiş noktası olduğu ve yabancı turistlerin de ilgisini çektiğini anlatan Zorlu, şunları kaydetti: "Buranın havası çok güzel. Rakım yaklaşık 1900 civarında. Mayıs ayının sonuna gelmemize rağmen şu karşımızdaki Sinekkıran Dağında metrelerce kar var. Derelerimizde sular coşuyor, çiçekler yeni yeni açıyor. Köylerimizde yağmursuzluktan sıkıntı yaşanıyor ama buralarda o tehlike yok. Bu yaylayı herkese tavsiye ederim. Böyle bir yayla böyle bir hava, şu mevsimde kar içinde başka nerde var? Böyle bir yer bulunmaz. Yabancı turistler bazen motorla geliyor, Dedemli yaylası üzerinden Eğrigöl'e gidiyor. Orada birkaç gün kamp yapıp Antalya'ya geçiyorlar."
YORUMLAR