Annesine ağlamaktan gözlerini kaybetti, gözleri değil ama elleri görüyor
Gençliğinde çobanlık yapan Tevhik Celep, gözleri gördüğü yıllarda aklında kalan hayvanların şekillerini hatırlayabildiği kadarıyla yapmaya çalışıyor.
Editör: Karamanca
03 Nisan 2022 - 12:30 - Güncelleme: 03 Nisan 2022 - 12:38
Bayburt Memnune Evsen Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi'nde yaşayan aslen Gümüşhane'nin Şiran ilçesinden olan görme engelli Tevhik Celep ahşapları oyarak, manda, keçi, koyun, horoz, ayı gibi çeşitli hayvanların figürlerini yapıyor.
"Ağlamaktan gözleri kör oldu"
36 yıl önce 1986 yılında annesini kaybeden Celep, annesini kaybetmenin üzüntüsüyle 2 sene boyunca sürekli ağladığını, ağlama hastalığına yakalandığını söyledi. Annesinin ölümünden 2 sene sonra 1988 senesinde ise ağlamaktan gözlerinin kör olduğunu kaydeden Celep, doğuştan görme engelli olmadığını, 34 yıldır gözlerinin görmediğini ifade etti.
Gençliğinde çobanlık yapan Tevhik Celep, gözleri gördüğü yıllarda aklında kalan hayvanların şekillerini hatırlayabildiği kadarıyla yapmaya çalışıyor. Oymacılık işine merak salmasında pandeminin büyük etkisi olduğunu ifade eden Celep, "İlkokuldayken çok güzel resim yapardım. Oymacılık işine de oradan esinlenerek başladım, yeteneğim vardı çünkü. Oymacılıkla da yaklaşık 2 senedir uğraşıyorum. Salgın hastalığında (covid-19) kendime hobi edineyim, farklı bir uğraş bulayım, zaman geçsin dedim, o şekilde ahşap oyma işine başladım. Şimdi ahşaplarla, tahtalarla uğraşıyorum, vakit geçiriyorum dedi. Ahşap oymacılığının yanı sıra tohumdan ceviz yetiştiren Celep, yetiştirdiği cevizleri para karşılığında satmadığını, eşe dosta hediye ettiğini ifade etti.
"Ellerim benim gözlerim oldu"
Aklında kalan bütün hayvanların figürlerini ahşabı oyarak yapabileceğini söyleyen Celep, "Camışların, sığırların dövüşme şeklini yaptım, koyun, keçi yaptım. Ağaç neye benzerse, neyin şeklini verebilirsem yapıyorum. Benim gözüm görmüyor, neye benzediklerini göremiyorum, görenler bu horoza benziyor, bu ineğe, ayıya benziyor diyorlar. Gözümün gördüğü zamanlarda hayvanların şekilleri hep hatırımda, hayalimde kaldı. Çobanlık yaptım, hayvan baktım o hayvanların ne durumda olduğu, neresinde neyi var hepsi ta o zamanlardan aklımda kaldı. Ellerim gözlerim oldu, ellerimle ahşabı oyarak, tahtaya dokunarak yapıyorum bu gördükleriniz ellerimin eseri. 1 ayda bunları yapıp çıkaramadım çünkü elle yapıyorum. Aletlerimde yetersiz olduğu için aylarca yaptığım hayvanlar oluyor" dedi.
"Doktor ceviz yetiştirmeme sebep oldu"
Hasta olduğu dönemde doktorun kalp sağlığı açısından ceviz, kuru üzüm, kayısı yemesi gerektiğini söylemesi üzerine, akrabaları memleketi Gümüşhane'den Celep'e ceviz göndermeye başladı. Gönderilen cevizleri ekmeye karar veren Celep, kabuğundan çıkardığı cevizleri poşetlere ekerek, işe koyuldu. Cevizlerin büyüdüğünü gören huzurevi çalışanları durumu Celep'e bildirdi. Celep, poşetlere daha fazla ceviz ekmeye ve fidan yetiştirmeye başladı. Ağaçları çok sevdiğini dile getiren Celep, çocukluğundan beri ağaçlara zarar vermeyen biri olduğunu ifade etti.
2001 yılından beri fidan yetiştirdiğini vurgulayan Celep, şöyle konuştu: "Ağacı çok seven biriyim, hiçbir ağacı kökünden kesmedim. Dallarından alır, fidan yetiştirirdim. Çocukluğumda arkadaşlarla hayvan otlatırdık birisi gidip değnek yapmak için ağaca zarar verse, onlara kızardım. Diyeceğim şu ki, ben çocukluktan beri ağaç seven biriyim."
"Bin tane ceviz ağacı diktim kimse sahip olmadı, gözlerim görmediği için ben de koruyamadım"
Geçmiş dönemlerde köyünün, yaylasının çeşitli yerlerine ceviz ağacı, çam ağacı diken Celep, bin adet ceviz ağacı diktiğini bin ceviz ağacından geriye sadece 20-30 tane ceviz ağacının kaldığını söyledi. Köydeki ağaçlara kimsenin sahip çıkmadığını söyleyen Celep, "Köye bin tane ceviz diktim kimse sahip çıkmadı benim de gözlerim görmediği için pek ilgilenemedim. Bazılarını kırdılar, bazıları da kurudu derken 20-30 tane dikili ağacım kaldı. Yaylamıza çam diktim, çeşme getirttik yanına epey bir uğraştık ama olmadı, başaramadık bir türlü" şeklinde konuştu.
"Ağlamaktan gözleri kör oldu"
36 yıl önce 1986 yılında annesini kaybeden Celep, annesini kaybetmenin üzüntüsüyle 2 sene boyunca sürekli ağladığını, ağlama hastalığına yakalandığını söyledi. Annesinin ölümünden 2 sene sonra 1988 senesinde ise ağlamaktan gözlerinin kör olduğunu kaydeden Celep, doğuştan görme engelli olmadığını, 34 yıldır gözlerinin görmediğini ifade etti.
Gençliğinde çobanlık yapan Tevhik Celep, gözleri gördüğü yıllarda aklında kalan hayvanların şekillerini hatırlayabildiği kadarıyla yapmaya çalışıyor. Oymacılık işine merak salmasında pandeminin büyük etkisi olduğunu ifade eden Celep, "İlkokuldayken çok güzel resim yapardım. Oymacılık işine de oradan esinlenerek başladım, yeteneğim vardı çünkü. Oymacılıkla da yaklaşık 2 senedir uğraşıyorum. Salgın hastalığında (covid-19) kendime hobi edineyim, farklı bir uğraş bulayım, zaman geçsin dedim, o şekilde ahşap oyma işine başladım. Şimdi ahşaplarla, tahtalarla uğraşıyorum, vakit geçiriyorum dedi. Ahşap oymacılığının yanı sıra tohumdan ceviz yetiştiren Celep, yetiştirdiği cevizleri para karşılığında satmadığını, eşe dosta hediye ettiğini ifade etti.
"Ellerim benim gözlerim oldu"
Aklında kalan bütün hayvanların figürlerini ahşabı oyarak yapabileceğini söyleyen Celep, "Camışların, sığırların dövüşme şeklini yaptım, koyun, keçi yaptım. Ağaç neye benzerse, neyin şeklini verebilirsem yapıyorum. Benim gözüm görmüyor, neye benzediklerini göremiyorum, görenler bu horoza benziyor, bu ineğe, ayıya benziyor diyorlar. Gözümün gördüğü zamanlarda hayvanların şekilleri hep hatırımda, hayalimde kaldı. Çobanlık yaptım, hayvan baktım o hayvanların ne durumda olduğu, neresinde neyi var hepsi ta o zamanlardan aklımda kaldı. Ellerim gözlerim oldu, ellerimle ahşabı oyarak, tahtaya dokunarak yapıyorum bu gördükleriniz ellerimin eseri. 1 ayda bunları yapıp çıkaramadım çünkü elle yapıyorum. Aletlerimde yetersiz olduğu için aylarca yaptığım hayvanlar oluyor" dedi.
"Doktor ceviz yetiştirmeme sebep oldu"
Hasta olduğu dönemde doktorun kalp sağlığı açısından ceviz, kuru üzüm, kayısı yemesi gerektiğini söylemesi üzerine, akrabaları memleketi Gümüşhane'den Celep'e ceviz göndermeye başladı. Gönderilen cevizleri ekmeye karar veren Celep, kabuğundan çıkardığı cevizleri poşetlere ekerek, işe koyuldu. Cevizlerin büyüdüğünü gören huzurevi çalışanları durumu Celep'e bildirdi. Celep, poşetlere daha fazla ceviz ekmeye ve fidan yetiştirmeye başladı. Ağaçları çok sevdiğini dile getiren Celep, çocukluğundan beri ağaçlara zarar vermeyen biri olduğunu ifade etti.
2001 yılından beri fidan yetiştirdiğini vurgulayan Celep, şöyle konuştu: "Ağacı çok seven biriyim, hiçbir ağacı kökünden kesmedim. Dallarından alır, fidan yetiştirirdim. Çocukluğumda arkadaşlarla hayvan otlatırdık birisi gidip değnek yapmak için ağaca zarar verse, onlara kızardım. Diyeceğim şu ki, ben çocukluktan beri ağaç seven biriyim."
"Bin tane ceviz ağacı diktim kimse sahip olmadı, gözlerim görmediği için ben de koruyamadım"
Geçmiş dönemlerde köyünün, yaylasının çeşitli yerlerine ceviz ağacı, çam ağacı diken Celep, bin adet ceviz ağacı diktiğini bin ceviz ağacından geriye sadece 20-30 tane ceviz ağacının kaldığını söyledi. Köydeki ağaçlara kimsenin sahip çıkmadığını söyleyen Celep, "Köye bin tane ceviz diktim kimse sahip çıkmadı benim de gözlerim görmediği için pek ilgilenemedim. Bazılarını kırdılar, bazıları da kurudu derken 20-30 tane dikili ağacım kaldı. Yaylamıza çam diktim, çeşme getirttik yanına epey bir uğraştık ama olmadı, başaramadık bir türlü" şeklinde konuştu.
YORUMLAR