Yeni yıl 2017'yi unutturan bir yıl olmalı!
Yenilmez büyük bir Türk savaşçısıydı Karaman Bey, Selçuklu için Türklük için Anadolu’yu kâfirlerden korkusuzca temizleyen ve karşılığında Selçuklu Sultanı tarafından zehirletilerek öldürülen biriydi.
Karamanoğlu Mehmet Bey’in babası öldürüldüğü gün de son nefesinde “Oğlum kanımı yerde koymasın” demiş. Ve babasının intikam hırsıyla yetişmiş ve Selçuk sultanına mektubunda “Sultan, Karaman senin yolunda can baş oynatırken niçin kıydın, Allahtan korkmadın. O, bir Padişah oğlu idi; senin kulun değildi, sana rıza kulu idi. İmdi hazır ol baş ol. Vasiyetin yerüne getürüb senden babamın kanını alam.” Dedikten sonra Konya’yı fethedip Türkçeyi resmi dil ilan eder.
Korkusuz kahraman Karamanlı Sancaktar Deli Cafer Paşa 30 Eylül 1571’de Kıbrıs’a ilk Türk bayrağını dikmiştir. Türk dilinin ses bayrağı Yunus Emre Karamanlıdır. Kısacası örnekleri çoğaltmak mümkün tarihteki birçok değer Karaman da yetişmiştir. Boşuna dememiş Karamanlı şairimiz Bekir Sıtkı Erdoğan şiirinde, Gel gör imareti aman kimler geçmiş zaman zaman velhasıl şu Karaman yazıla yazıla bitmez.
Birçok tarih araştırmacısı yalan tarihlerle bizi kötülese de övünülecek gurur duyulacak bir tarihimiz var. Bugün ki Karamana baktığımızda durum çok iç açıcı değil diyorum. 2017’ye veda ettiğimiz şu günlerde yeni yıl için tek temennimiz 2018’in 2017’ye benzememesi. Zira 2017 Karaman için maalesef oldukça zor bir yıl oldu. Değerleriyle gündemde olması gereken Karaman, değersizleriyle! Gerek yerel gerekse ulusal gündeme oturdu. Yerelde de asayiş olaylarında ciddi şekilde artış var. 2017’yi kapsamlı şekilde ele alacak olduğumuzda önemli bir ayrıntıyı görmemiz gerekir?
Yıl boyunca göğsümüzü kabartan yatırımlar, hüzünlendiren şehadet haberleri, belki gülümseten yaşama dair kesitlerin tamamı kökü bu toprakta olan insanların başrolde olduğu olaylardır. Ancak, başımızı öne eğdiren, utandıran hatta yüz kızartan olaylara bakıldığında manzara böyle değil! Faraza, Samara olayını ele aldığımızda, ne o eşek şakasını başlatanlar Karamanlı, nede süreci yönetemeyen müdür. Öte yandan Karamanlı birçok STK başkanına ve siyasetçiye ağıza alınmayacak sözler sarf eden Akit Gazetesi yazarı, O da Karamanlı değil. Ayrıca geçtiğimiz hafta çocuğunu okula götürmek bahanesiyle evden çıkarak bir daha eve dönmeyen kadın vardı ya, hah o bile Karamanlı değil.
Sokaklarda kavgaya karışan, uyuşturucu torbacılığı yapan, asayişi berbat eden, aids veyahut frengi hastalığı olduğu halde fuhuş eden vesaire, bunlarda Karamanlı değil. Kısacası Karaman eskisi gibi değil derken bunları da görmemiz gerekir. Şehrin kökü burada olan sakinleri başka diyarlara giderken, başka diyarlardan buraya idiğini güdüğünü bilmediğimiz bir sürü vatandaş geldi. Afgan, Suriyeli, Iraklı, Yemenli artık şehir merkezini geçti köylerde bile karşımıza çıkıyor. Elbette hepsini dâhil edemeyiz ancak ‘Asayiş’ kalemindeki vukuatların belirli bir bölümü bunların eliyle cereyan ediyor. Tekrar geriye dönersek, biz bizden olmayanların yüzünden kötü anılıyoruz, boynuz kulağı geçiyor, kökü burada olan, şehrin, şu sokakların çocukları bizdik oysa!
Sonuç olarak, ister bürokrat ister sıradan mülteci veya vatandaş kim olursa olsun kadim şehrimizin kötü anılmasına fırsat vermemeli, her olayda başrolün biz halkta olduğunu unutmamalıyız. Tavrımız, duruşumuz, duyuruluşumuz, anılışımız Yunusca, Mehmetce velhasıl Karamanca olmalı. Bizdeki değer, hepimize yeter…
Yüksel Ayhan