Yeni başlangıçlara merhaba deme vakti

Sultan Akbulut
ABONE OL

En son geçen yaz Karamanlı şehidimiz Oğuzhan Küçük’ün hayat hikâyesini babası Alaattin abinin ağzından dinleyip kaleme almıştım. Bu röportaj esasında benim şehitlerimize olan vefa borcumdu. Şehitlerimizin hayat hikâyelerini ailelerinin ağzından dinleyip yazıya dökmek istediğim röportajların devamı da gelecekti aslında. Ama araya önce sağlık sorunlarım sonra da kırgınlıklarım ve kızgınlıklarım girdi. Yazma şevkim kırıldı. Sonrasında ise 25 yıl gecemi gündüzüme kattığım evim bildiğim ama hiç evim olmamış yerden ekonomik nedenler bahane edilerek kovuldum. Ekonomik neden sadece onların olmayan vicdanlarının sesini kesmek ve egolarını tatmin etmek için sığındıkları bir bahaneydi. Gerçeklerin ise er ya da geç ortaya çıkmak gibi bir huyu var.

İşten çıkarılmak hayatımda yeni başlangıçlar için bir anlamda bahane oldu benim açımdan. Çünkü uzun süredir kendimi mutlu ve huzurlu hissetmediğim yerden arkama bile bakmadan çıkıp gitme cesaretini verdi bana. Rabbime kapattığı kapılar için teşekkür ettim o gün. Eğer o kapı yüzüme kapanmasaydı ben yeni açılan kapıların farkına varamayacaktım hiçbir zaman.

İşten ayrıldığım günden bugüne kadar bol bol düşünme ve dinlenme zamanım oldu. Zor ve sıkıntılı günlerimde kimin dost kimin düşman olduğunu da anlama fırsatım oldu aynı zamanda. Bu süreçte iyi gün dostlarım varlıklarını hiç hissettirmediler sağ olsunlar bana. Bende rahatsız etmedim onları. Kötü günde belli olurmuş dostun gerçeği dedim ve yanımda olanlarla düştüğüm yerden daha da güçlenerek kalktım ayağa. Burada en büyük teşekkürüm ve minnetim kötü gün dostlarımadır. İsme gerek yok. Onlar kendilerini biliyor.

Meslekten uzak kaldığım 2.5 aylık zamanda ise yeni kararlarda aldım ve bu kararlarımın içerisinde yazmak da vardı. Çünkü ben duygularını konuşmaktan ziyade yazıya dökerek anlatabildiğine inananlardanım. Bazen ne kadar konuşursan konuş, karşındaki seni anlamaz ya da işine geldiği gibi anlamayı seçer. Yazmak ise öyle değil. Yüreğinden geçenleri söze dökmek yerine yazıya dökmek daha kolaydır. Söz uçar, yazı kalır misali.

Aslında beni yeniden yazmaya teşvik eden biraz da meslektaşlarımın ısrarıydı. Bir gün telefonum çaldı. Arayan Hasan Hüseyin kardeşimdi. Hal hatır sorduktan sonra abla bu kadar dinlendiğin yeter, yeniden yazmaya başlamalısın dedi. Ben biraz daha süre istedim kendisinden. Oda kendini unutturmadan biran önce başla diye ısrar etti. Kendisine ve yazmak için ısrar eden diğer gönül dostlarıma sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

Hayata tutunmak için sebepleri olmalı insanın kimi zaman. Benim içinde yazı yazmak öyle. 25 yıl klavye başında ömür çürüten birinden de başka meslek yapmasını beklemek yanlış olur herhalde. Bu yazı kim bilir belki yeni başlangıçların da habercisidir. Okurlarıma yeni adresim www.karamanca.net'ten merhaba diyebildiğim için heyecanlıyım biraz. Kusurlarım, hatalarım varsa af ola. Ama yeniden yazmak gerçekten iyi geldi bana. Bu bir tanışma yazısıydı. Devamında Karaman’ın gündemini ve yaşamın getirdiklerini paylaşacağız. Ben hoş buldum, siz de hoş geldiniz…