86 günde başımıza gelenlerin kısa bir özeti

Sultan Akbulut
ABONE OL

2020’ye başlarken hepimizin öncelikli dileği sağlık, huzur ve barıştı. Tabiki farklı dileklerimizde olsa insanların bu yıldan ortak beklentisi her şeyin bir önceki yıldan daha iyi olmasıydı.  Ama beklenildiği gibi olmadı. Gelen gideni arattı. 2020’nin geride bıraktığımız 86 gününde hem Türkiye’nin hem de dünyanın başına gelmedik felaket kalmadı.

Orman yangınları, düşen uçaklar, depremler, seller, çığlar, corona virüsü ve şehitler…. 2020 başladığı ilk günden itibaren adeta üst üste felaket haberleri aldığımız bir yıl oldu. Olmaya da devam ediyor.

Yılın ilk günlerine yine ülkemizin gündeminde sadece 45 saniyelik haberlerle yer edinebilen Güneydoğu ve Suriye’den gelen şehit haberleriyle uyandık.  Aldığımız her şehit haberinde yüreğimiz dağlandı. Ağladık, üzüldük, dualar ettik ama sonra ne mi yaptık. O kahramanların isimlerini, yüzlerini, hikayelerini bir çırpıda unutuverip gündelik hayatımıza kaldığımız yerden devam ettik. 

Şehitlerimizi unuttuk unutmasına da ülkemizin en büyük gerçeklerinden biri olan depremde kendini hatırlatıverdi biranda. 24 Ocak akşamı Türkiye bir kez daha deprem gerçeğiyle yüzleşti.  Merkez üssü Elazığ’ın Sivrice ilçesi olan 6,8 büyüklüğündeki depremde 37’si Elazığ, 4’ü Malatya’da olmak üzere en az 41 kişi hayatını kaybetti. Bin 607 kişi de yaralandı. Arama-kurtarma çalışmalarında 45 kişi ise enkazdan sağ olarak çıkarıldı.

Daha Elazığ depreminin yaralarını saramadan Türkiye’nin yüreğini yakan başka bir afet haberi Van’dan geldi bu defa.  Van-Bahçesaray karayolunda 5 Şubat’ta üzerine çığ düşen minibüsteki 2 kişiyi kurtarma çalışmaları sürerken, can kurtarmaya gidenler bölgeye düşen ikinci çığda canlarından oldu. 11 asker, 9 korucu, 2 itfaiye erinin aralarında bulunduğu 41 kişi hayatını kaybetti. Ülkece buz kestik.

Van’daki çığ felaketinde arama-kurtarma çalışmaları devam ederken bu kez kötü haber İstanbul’dan geldi. Pegasus Havayolları’nın İzmir-İstanbul seferini yapan uçağı, 5 Şubat akşamı Sabiha Gökçen Havalimanı’na inişi sırasında pistten çıktı. İçinde ikisi bebek 177 yolcu ve altı mürettebat bulunan uçak savrularak üçe bölündü. Kazada üç kişi öldü, 180 kişi yaralandı.
Yaşadığımız bunca felaketten sonra sabahları uyandığımızda kendimize sorduğumuz ilk soru acaba bugün hangi kötü haberler alacağız oldu. Çok geçmeden Anadolum ağlayan ana doldu.

Şubat ayının son günü Kandil gecesi dualarımızda unutmadığımız Mehmetçiğimizden geldi yine acı haber. Suriye’nin İdlib bölgesinde ateşkes kararına uymayan Suriye Rejim ordusu ve Rus savaş uçaklarının saldırısında 33 kahraman Mehmetçiğimiz şehit düştü. Kandil gecemiz acı ve gözyaşına dönüştü.  Sabaha kadar haber bültenlerinde verilen şehit sayısını izledi tüm Türkiye. Memleketimin her bölgesi toprağa düşen 33 fidana ağladı, ağlamaya devam ediyor. Sadece geçtiğimiz ay 62 askerimiz Suriye’de şehit oldu. Ülke gündemi her an değiştiği için şehit sayısı çok olmayınca haber bültenlerine bile konu olmaz hale geldi. Bu durum herkesi olduğu kadar beni de çok üzdü.

Dünya ve ülkemiz ard arda yaşadığı felaketlerle uğraşırken bu kez korku ve paniğin adresi Çin’di. Aralık ayında Çin'in Wuhan kentinde başlayan koronavirüs (Covid-19) salgını tüm dünyayı etkisi altına aldı.  26 Mart sabah saatleri itibari ile dünya genelinde corona virüsü vaka sayısı neredeyse 472.000 olurken 114.000 kişi iyileşti. Virüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ise 21 bin 300 oldu.  Corona virüs salgını dünya genelinde 170 ülkede görülüyor.
Salgın Türkiye’ye de sıçradı. İlk vakanın 10 Mart'ta tespit edildiği ülkemizde bugüne dek 2 bin 433 kişiye corona virüsü teşhisi koyuldu. Vaka bazında 561 kişiyle en yüksek artış son 24 saatte yaşandı. Hayatını kaybedenlerin sayısı ise 15 kişi artarak, 59 kişiye yükseldi. Türkiye dünya genelinde corona virüsünden en çok ölümün yaşandığı 15'inci ülke oldu.

Dünyanın birçok ülkesinde görülen Corona Virüsü’nün Türkiye’de de görüldüğü 10 Mart tarihinden itibaren hükümet birçok alanda da tedbir aldı. İlk olarak okullar iki hafta süreyle tatil edildi. (Dün yapılan Bilim Kurulu toplantısı sonrasında okulların tatil süresi 30 Nisan’a kadar uzatıldı.) Daha sonra insanların yoğun olarak bulunduğu müzikli eğlence mekanları kahvehane, kıraathane, kafeler gibi dinlenme mekanlarının faaliyetleri geçici süreyle durduruldu. Kuaför ve berberlerin faaliyetleri durduruldu. Camilerde cemaatle birlikte namaz kılınması durduruldu.

Alışveriş merkezlerinin açılış ve kapanış saatleri yeniden ayarlandı. 65 yaş ve üstü yaşlı vatandaşların sokağa çıkmalarına yasak getirildi. Hükümet yetkililerince vatandaşlara “Evde Kal” uyarısı yapıldı. Evde kal uyarılarıyla birlikte birçok bölgede hayat durma noktasına geldi.
Ülke genelinde olduğu gibi ilimizde de yetkililerin evde kal çağrısına uyan vatandaş hastalıktan korunmak maksadıyla mümkün olduğunca sokağa çıkmamaya özen gösteriyor. Çarşı Pazar sessizliğe bürünürken birçok işyeri satış yapamadığı için çareyi işyerini kapatmakta bulmuş. Hastane ve sağlık kuruluşlarında ise yoğunluk gözle görülür derecede azaldı. Vatandaş zorunlu olmadığı sürece sağlık kuruluşlarına gitmemeyi tercih ediyor.

CoronaVirüs salgının ne zaman sona ereceği bu hastalığın tedavisinin nasıl yapılacağı konusunda çalışmalar devam ediyor. Tüm dünyanın birinci gündem maddesi haline gelen salgının daha fazla can kaybı yaşanmadan durdurulabilmesi için çareler aranıyor.

Evet 2020’nin ilk 86 gününde dünya ve ülke olarak felaketlerle sınandık. Sınanmaya da devam ediyoruz. Yaşadığımız bunca felaketten sonra kıymetini en çok bildiğimiz şey tabi ki sağlığımız ve özgürlüğümüz oldu. Sağlığımızdan olmamak için yapılan bütün uyarılara uyalım. Ailemiz ve sevdiklerimizin hayatını tehlikeye atacak davranışlardan kaçınalım. Sağlığımız için mümkün olduğunca dışarı çıkmamaya ve evde kalmaya özen gösterelim. Belki evde kapalı kalmaktan sıkılanlarımız vardır. Ama evde kalmak sağlığından, sevdiklerimizden olmaktan çok daha iyidir. Umuyorum ki bu kara günlerde gelip geçecek. Yine eski günlük hayatımıza döneceğiz. Sadece biraz sabır ve tevekkül gerek….

Sağlıklı, huzurlu günlerde yeniden buluşmak dileğiyle…