Ya kenevir ya teneşir
Karaman ili, gelir kaynakları arasında tarım ve hayvancılıkla öne çıkmaktadır. Tarımda mısır, buğday ve elma yetiştiriciliği dikkat çekmektedir. Karaman'da hali hazırda yetiştirilen tarım ürünlerinin toplam ekonomik değeri oldukça yüksektir. Son yıllarda Karaman halkının gelirlerinin %20'si tarımdan elde edilmiştir. Bu tarımsal faaliyetler, su kaynaklarının kullanımını doğrudan etkilemektedir. Özellikle mısır ve buğday gibi ürünlerin su ihtiyacı yüksektir, bu da su kaynaklarının yoğun kullanımına yol açmaktadır. Ancak, Karaman'ın tarımsal yapısına yeni bir soluk getirebilecek bir alternatif olarak kenevir yetiştiriciliği değerlendirilebilir. Türkiye’de 19 il de kenevir yetiştiriciliğine izin verilmektedir. Peki, Karaman’ın 20. İl olmasının önündeki engel nedir?
Karaman'da mısır ve buğday yetiştiriciliği, su tüketimi açısından oldukça maliyetlidir. Mısır bitkisi, büyüme sürecinde yaklaşık 700-1.000 mm suya ihtiyaç duyar. Buğday ise 450-650 mm arasında su tüketir. Karaman'ın yıllık ortalama yağış miktarı ise 300-400 mm civarındadır, bu da suyun büyük bir kısmının sulama ile karşılanması gerektiği anlamına gelir. Öte yandan, kenevir bitkisi, sadece 250-500 mm suya ihtiyaç duyar, bu da su tüketimini önemli ölçüde azaltabilir. Yani kenevir, mısırın yarısı kadar suya ihtiyaç duyar. Bunun yanında ekonomik getiri olarak ise mısırın 4 katı gelir elde edilmesini sağlar.
Kenevirin tarımsal avantajları oldukça fazladır. Öncelikle, kenevirin su ihtiyacı mısır ve buğdaya göre çok daha düşüktür. Bu da su kaynaklarının daha verimli kullanılmasını sağlar. Ayrıca, kenevir, toprağı zenginleştiren ve erozyonu önleyen özellikleri ile bilinir. Karaman'ın iklim ve toprak yapısına baktığımızda, kenevir ekimi için en uygun bölgeler özellikle sulak ve verimli topraklara sahip olan ova ve yayla alanlarıdır. Bu bölgelerde kenevir yetiştirilmesi, hem toprağın kalitesini artıracak hem de su kaynaklarının daha etkin kullanılmasına katkı sağlayacaktır.
Kenevirin ekonomik getirileri de oldukça caziptir. Kenevir, sadece tekstil ve gıda sanayinde değil, aynı zamanda inşaat, otomotiv ve kozmetik gibi çeşitli sektörlerde de kullanılabilen çok yönlü bir bitkidir. Örneğin, kenevirden elde edilen lifler, pamuk ve sentetik liflere göre %30 daha dayanıklı ve çevre dostudur. Ayrıca, kenevirin tıbbi kullanımları da büyük bir ekonomik potansiyele sahiptir. Kenevirden elde edilen CBD (kannabidiol) ürünleri, sağlık sektöründe giderek daha fazla talep görmektedir. Dünya genelinde CBD pazarının 2024 yılında ortalama 30 milyar dolarlık bir hacim yarattığı görülmektedir. Bazı araştırma firmaları, 2030 yılına kadar dünya kenevir pazarının toplam parasal hacminin 100 milyar doları aşabileceğini tahmin etmektedir. Elimizde net veriler olmamasının sebebi yasal olmayan şekilde kenevir yetiştiriciliği ve bundan üretilen zararlı maddelerin kullanımıdır.
Kenevirin ekolojik faydaları da göz ardı edilmemelidir. Kenevir, yetişme sürecinde hektar başına 22 ton karbondioksit emer ve bu sayede çevre kirliliği ile mücadelede önemli bir rol oynar. Ayrıca, kenevir bitkisi toprağı yenileyici özelliklere sahiptir ve diğer tarım ürünlerine nazaran %50 daha az pestisit ve gübre kullanımı gerektirir. Bu da toprağın kimyasal kirlilikten korunmasına yardımcı olur.
Karaman'da kenevir yetiştiriciliği, mevcut tarım ürünleri ile kıyaslandığında ekonomik açıdan daha yüksek getiriler sağlayabilir. Örneğin kenevir, mısırdan hektar başına elde edilen yıllık gelirden en az 3 kat daha fazla gelir getirilebilir. Bu, kenevirin ekonomik açıdan ne kadar cazip bir seçenek olduğunu göstermektedir. Ayrıca, kenevirin işlenmesi ve ticareti, Karaman'a yeni iş imkânları ve ekonomik canlılık getirecektir.
Karaman'da kenevir yetiştiriciliği, tarımın geleceği için önemli bir fırsat sunmaktadır. Su kaynaklarının daha verimli kullanılması, toprağın korunması ve ekonomik getirilerin artırılması gibi pek çok avantajı beraberinde getiren kenevir, ilimizin tarımsal yapısına yenilik ve sürdürülebilirlik katacaktır. Bu potansiyelin değerlendirilmesi, Karaman'ın ekonomik kalkınmasına ve çevre koruma çalışmalarına büyük katkı sağlayacaktır.
Yazımın başında şehrimizin önündeki engel nedir? diye sormuştum. Şehrin sahiplenilmemesi, yerel yönetimin vizyon eksikliği, milletvekillerinin çabalarının yetersizliği, kamu kurum kuruluşları ile STK’ların uyumlu çalışamaması, halkın taleplerinin günü kurtarmak üzere oluşu gibi sebepler sıralayabiliriz. Diğer yazılarımda belirttiğim konularda olduğu gibi burada da maalesef aynı sorunla karşılaşıyoruz. Valilik başta olmak üzere Ziraat Odası, İl Tarım Müdürlüğü, Karaman Ovası Sulama Birliği gibi kuruluşların bu konuda bakanlık üzerinde vekiller aracılığıyla baskı grupları oluşturması gerekmektedir.
Saygılarımla.