Milyonluk vurgun mu? İyi bir vatandaş olmak mı?
Adalet kavramı, toplumların düzenini korumak ve bireylerin haklarını güvence altına almak için en temel ilkelerden biridir.
Bu düzenin sağlanmasında ceza sistemi, yanlış davranışların ve suçların engellenmesi için önemli bir rol oynar. Suç işleyenler, kanunlar karşısında cezalandırılır ve toplumun düzenine zarar vermemeleri için çeşitli yaptırımlara tabi tutulurlar. Ancak, akıllara şu soru geliyor: Suç işleyenler cezalandırılırken, kanunlara saygılı olan ve iyilik yapan insanlar neden ödüllendirilmiyor? Ceza sisteminin yanında bir ödül sistemi de olmalı mı?
Toplumlar, bireylerin davranışlarını şekillendirmek için hem ceza hem de ödül mekanizmalarını kullanabilirler. Ceza, yanlış davranışların önlenmesi için caydırıcı bir rol oynarken, ödül ise doğru davranışların teşvik edilmesini sağlar. Ne yazık ki, ceza sistemi toplumlarda çok yaygın ve güçlü bir şekilde uygulanırken, ödül sistemi genellikle ihmal edilir. Oysa ki, insan psikolojisi ödüllendirilmeye olumlu tepki verir ve doğru davranışları pekiştirmek için ödül sistemi oldukça etkili bir araç olabilir.
Bir ödül sistemi, bireylerin doğru davranışlarını pekiştirmede önemli bir rol oynayabilir. Toplumda, kanunlara saygılı olan, iyilik yapan ve topluma katkı sağlayan bireyler, ödüllendirilerek bu tür davranışlar teşvik edilebilir. Bu ödüller, maddi ya da manevi olabilir; bir takdir belgesi, küçük bir hediye, vergi indirimi ya da kamusal alanda bir onur plaketi gibi farklı şekillerde sunulabilir. Örneğin, bir sürücü, belirli bir süre boyunca trafik kurallarına uyduğunda, sigorta priminde indirim gibi bir ödül alabilir. Bu tür ödüller, diğer bireyler için de örnek teşkil eder ve olumlu davranışların yayılmasını sağlar.
Kamu hizmetlerinde çalışanlar için de ödül sistemi uygulanabilir. Kamu görevlileri, görevlerini özveriyle ve kanunlara uygun bir şekilde yerine getirdiklerinde, bu tür bir ödüllendirme sistemi, onların motivasyonunu artırabilir. Örneğin, bir öğretmen, öğrencilerinin başarısına olan katkısından dolayı yılın öğretmeni seçilerek ödüllendirilebilir. Aynı şekilde, bir belediye çalışanı, toplum için yaptığı olağanüstü çalışmalar nedeniyle bir ödül alabilir. Bu tür ödüllendirmeler, kamu hizmetlerinin kalitesini artırabilir ve topluma olan güveni pekiştirebilir.
Toplum genelinde de bireylerin birbirlerine karşı olan davranışları ödüllendirilebilir. Örneğin, çevreye duyarlı davranışlar sergileyen bireyler, geri dönüşüme katkıda bulunanlar, gönüllü olarak topluma hizmet edenler gibi kişiler ödüllendirilerek teşvik edilebilir. Belediyeler, bu tür faaliyetleri teşvik etmek için topluluk ödülleri düzenleyebilir ve bu ödüller, toplumun genel refahını artırabilir. Ayrıca, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör, sosyal sorumluluk projeleri kapsamında bu tür ödüllendirme sistemlerine katkı sağlayabilir.
Bir ödül sistemi, toplumda olumlu bir dönüşüm yaratabilir. İnsanlar, yalnızca cezalardan kaçınmak için değil, aynı zamanda ödülleri kazanmak için de iyi davranışlar sergilemeye teşvik edilir. Bu, toplumun genelinde bir iyilik kültürünün yayılmasına ve toplumun daha dayanışmacı, saygılı ve huzurlu bir hale gelmesine katkı sağlar. Aynı zamanda, bu tür bir sistem, bireylerin kendilerine ve topluma olan güvenini artırır, sosyal uyumu güçlendirir ve toplumsal barışı pekiştirir.
NOT: Ülkemizde ceza sistemi uygulamada ödüllendirme gibi kalmaktadır. Engin-Dilan Polat olayı da bunun en güzel örneklerinden biridir. Yine aynı şekilde deprem dönemi yıkılan evlerin müteahhitlerinin serbest bırakılması da kamu vicdanını yaralamıştır. Maalesef buna benzer yüzlerce örnek verilebilir. Namuslu vatandaşın kendisini enayi gibi hissettiği bir sistem asıl beka sorununu oluşturmaktadır. Yolsuzluğun, ahlaksızlığın, çıplaklığın, şımarıklığın ödüllendirildiği bir sistem zamanla doğru olanın yerine yanlışın yer etmesiyle sonuçlanacak bu da devlet aklında ciddi bir kirlenmeye sebep olacaktır. O yüzden ödül-ceza sistemleri gerçekçi ve adil olmalıdır.