Uyku obezite için risk faktörü mü?
Uyku, hızlı göz hareketi olmayan (NREM) ve hızlı göz hareketi (REM) uykusu dönemlerinden oluşan aktif bir süreçtir. İnsanlarda her bir NREM-REM döngüsünün uzunluğu yaklaşık 90 dakikadır ve her gece 4-6 kez tekrarlanmaktadır. Gecenin ilk yarısında NREM uykusu, ikinci yarısında ise REM uykusu baskındır. Uykunun endokrin ve metabolik fonksiyonlar üzerindeki rolü yaklaşık olarak 40 yıl önce belirlenmiştir ve uyku süresinin bu fonksiyonlar üzerinde etkili olduğu açıklanmıştır.
Obezite; genetik, metabolik, çevresel, davranışsal ve sosyo/kültürel faktörlerin oluşturduğu multifaktöriyel bir etiyolojiye sahiptir. Obezitenin hızla artması temelde dengesiz beslenme uygulamaları ve sedanter yaşam gibi sosyal ve çevresel değişikliklerle ilişkilendirilmektedir. Ancak başka faktörlerin de değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu faktörlerden birisi de uyku yoksunluğudur. Kronik uyku yoksunluğu ve obezite ile ilgili yapılan çalışmalarda uyku ve obezite ilişkisinin 3 yolak ile ilgili olabileceği düşünülmektedir. Bu yolaklar; nöroendokrin ve metabolik fonksiyonların değişmesi, glikoz regülasyonunda bozulma ve uyuma davranışı olarak sıralanabilir.
Yapılan bir çalışmalar kısa süreli uyku kısıtlamasının bazı nöroendokrin ve enerji dengesinin düzenlenmesinde rol oynayan metabolik hormonların değişmesine neden olduğunu göstermiştir. Arka arkaya 6 gece uyku kısıtlaması (gecede 4 saatlik uyku) sempatik sinir sistemi aktivitesinde, kortizol ve büyüme hormonu seviyelerinde artışa neden olurken, tiroid uyarıcı hormon olan TSH ve leptinde düşüşe sebep olmuştur.
Uyku kısıtlaması ve obezite işlikisinin olası bir yolağı ise glikoz regülasyonundaki değişikliklerdir. İnsanlarda uyku kısıtlamasının glikoz seviyelerini etkilediği gösterilmiştir. Beyin enerji için tamamen glikoza bağlıdır ve glikoz üretimini sağlamaktadır. Bu nedenle, beyin aktivitesindeki uyku-uyanıklık ve uyanıklık-uyku geçişleri ile ilişkili temel değişikliklerin glikoz toleransını etkilemesi kaçınılmazdır. Beyindeki glikoz üretimi uzun süreli açlık durumlarında vücuttaki toplam glikoz üretiminin %50’sini, yemek sonrasında %20-30’unu oluşturmaktadır.
Uyanıklık durumunda glikoz seviyeleri uzamış açlıkta açık şekilde düşmesine karşın uyku süresince uzamış açlığa rağmen stabil kalmakta veya minimal şekilde düşmektedir. 6 saat uyku kısıtlaması (gecede 4 saat uyku) yapıldığında glikoz kullanımı (insüline bağımlı olmayan glikoz kullanımı) %30 oranında düştüğünü ve intravenöz glikoz kullanımının %40 azaldığını göstermiştir.
Uyku kısıtlaması ve obezite ilişkisinde bir başka yolağın uyuma davranışı olabileceği düşünülmektedir. Normal şartlar altında uyunması gereken süreçte uyanık kalınarak kalori tüketiminin artmasına neden olduğu belirlenmiştir. Az uyuyanların yemek yemek için daha çok vakitlerinin olduğu ve bunun besin alımını arttırdığı saptanmıştır.
Başka bir olası davranış ise; uyku kısıtlaması olan bireylerin kendini daha yorgun ve gün içerisinde daha uykulu hissetmeleridir. Bu durum kişileri yüksek enerji içerikli yiyecek ve içeceklere yöneltmektedir.
Yetersiz uyku süresinin günlük enerji harcaması, besin alımı ve ağırlık kazanımı üzerinde etkilerinin gösterildiği bir çalışmada, yetersiz uykunun enerji harcamasını %5 arttırdığı bulunmuştur. Özellikle akşam yemeği sonrası enerji alımı enerji dengesini sağlamak için gerekli olan enerji harcamasından fazla çıkmıştır.