Gebelikte beslenme
Gebelik, kadın için doğal fizyolojik bir olaydır. Gebelikte döl, annenin aldığı besin ögelerinin plasenta ile döle taşınması ile büyür. Döle taşınan besin ögeleri, kadının kendi gereksinimine ek olarak düşünülmelidir.
Gebelik sürecinde anne adayının 11-14 kg artışı yaşaması normal sayılabilir. Ancak bunun üzerine çıkması kalorisi yüksek fakat besin değeri düşük gıdalar tüketildiği anlamına gelir. Bu da bebekten ziyade annenin kilo almasına neden olur. Gebeliğin 12. Haftasında hormonlar vücutta yüzlerce kat artış sağlar bu nedenle anne adayında mide bulantıları, kusma, koku hassasiyeti ve sindirim problemleri görülür.
Bu süreçte en önemli faktör bebeğin büyüme ve gelişmesini etkileyen sağlıklı bir ortam oluşturmaktır. Bu sebeple anne adayı ilk üç ayda istediği gibi beslenebilir . Ancak gebeliğin 3. Aydından sonra hormonlar düzene gireceği için gebelikte beslenme hem anne için hem de bebek için ciddi önem taşımaktadır.
Anne adayının yaşayabileceği mide bulantıları ve koku hassasiyetleri sebebiyle yağsız, kokusuz, baharatsız ve tuzlu yiyecekler yemesi tavsiye edilir. Gebeliğin 3. Ayıdan itibaren hormaonlar düzene girmeye başlar bununla beraber anne adayı da hem fiziksel hem de psikolojik olarak daha rahatlatıcı bir sürece girer. 3. Ay itibari ile hamilelikte beslenme bebeğin gelişimi ve annenin sağlığı için büyük önem taşır. Gebeliğin bu sürecinden itibaren günlük alınması gereken enerji arttırılır.
Yani beslenme düzeyi arttırılması ve 3 ana öğüne ek olarak 3 ara öğün de yapılması gerekir. Öğünlerde meyve, süt, yoğurt gibi hem kan şekerini dengeleyecek hem de açlık hissini bastıracak sağlıklı gıdalar tüketilebilir.
Gebelikte beslenme süreci günlük bir düzen gerektirir. Her gün en az bir bardak süt, Bir kase yoğurt ve peynir mutlaka tüketilmelidir. Yumurta protein açısından oldukça zengin bir gıda olması sebebi ile haftanın 3 günü mutlaka beslenme rutinine eklenmelidir.
Anne karnında bebeğin büyümesi, sinir sisteminin oluşumu, kasların gelişimi ile enzim ve hormonların düzeni gibi pek çok süreç protein kaynağı ile düzene girmektedir. Kırmızı et ise en önemli protein kaynaklarından sayıldığı için haftanın en az 2 günü beslenme planında yer almalıdır.
Omega 3 ve omega 6 yağ asitleri ile protein bakımında oldukça zengin bir besin olan balık, bebeğin beyin gelişimi için oldukça önem taşımaktadır. Ancak bazı balıklarda bulunan yüksek civa oranı bebek için tehlike oluşturabiliyor. Bu nedenle haftada 350 gramdan fazla olmayacak şekilde levrek, çipura, somon gibi büyük balıkların tüketimi olumlu yönde önem taşımaktadır. Midye, istiridye, kılıçbalığı, uskumru gibi çinko değeri yüksek balıkların tüketilmesi ise zararlı kabul edilmektedir. Akşam yemeklerinde hem vitamin kaynağı açısından hem de bağırsak sağlığı açısından muhakkak zeytinyağlı sebze yemeklerine yer verilmesi gerekir.
Omega yağ asİtleri bakımından zengin ceviz, badem, kuru incir gibi besinlere beslenmede yer verilmesi önemlidir. Bütün bunların yanında gebelikte en önemli olan şey su tüketimidir. Su tüketimi rahim kasılmalarını azaltır, idrar yolu enfeksiyon riskini azaltır, kabızlığı ve vücudun ödem tutmasını önler, mide bulantısı ve yanması şikayetlerini azaltır. Günde en az 2.5 litre su tüketimi ihmal edilmemelidir.