Direnç Kilosu Nedir? Nasıl Aşabiliriz?
Diyete ilk başladığımız birkaç hafta çok güzel kilo veririz çünkü normalden fazla besin tükettiğimiz bir dönemden sonra sağlıklı ve porsiyon kontrollü bir döneme gireriz.
Kalori alımının azalması ve ilk birkaç gün vücuttan ödem atımı sebebiyle verilen kilolar bizi her zaman çok mutlu eder. Birkaç hafta sonra baktığımızda fazla azalma yoktur. 5-6 gün geçer tekrar tartıya çıkarız, durum hala aynıdır. İşte duraksama dönemine gelmiş bulunmaktayız. Bu dönem genellikle bireylerde pes etme ve başladığı noktaya geri dönmeye sebep olabilmektedir.
Fakat unutmamamız gereken önemli bir husus vardır. Yemek yemek kadar normal olan bir diğer şey bu yaşadığınız duraksama dönemidir. Sürekli ağırlık kaybı hem vücudumuz hem de metabolizmamız için sağlıklı değildir. Vücut bu durumun farkındadır ve kendini bu tehlikelerden koruma yöntemleri vardır. Duraksama dönemi bu yöntemlerden sadece bir tanesidir.
Bu direnç bedenimizin alışkın olduğu ve kendini güvende hissettiği ağırlığı korumak için verdiği bir tepkidir. İdeal kiloya ulaşma konusunda kendini oldukça adapte etmiş biri bile önce kilo vermesinin yavaşladığını sonra ise kilo kaybının tamamen durduğunu görebilir. Bu durum kişiden kişiye değişebilir. Her bireyin vücudunun besinlere verdiği tepki farklıdır. Bedenimiz kendini açlıktan ve tüm negatif uyaranlardan korumak üzere organize olmuş şahane bir biyolojiye sahiptir. Harcadığından az kalori alan sağlıklı bir vücut belli bir süre sonra kıtlıkta olduğunu düşünerek depolarını koruma kaygısına düşer.
Enerji harcama konusunda tasarruflu davranarak kilo kaybına karşı direnç oluşturur. Önceden aşağı yukarı yönlü değişikliğin olduğu süreç yaşanırken bu değişimin olmadığı düzlük başlar. Bu direnci kırmanın yolu küserek sağlıksız beslenme eğilimi göstermek değil, sabırla sağlıklı ve dengeli beslenmeye devam ederek hedefe ulaşmak olmalıdır.
Peki bu süreçte neler yapabiliriz?
Öncelikle kişinin fizyolojik yapısına uygun, ona özel beslenme planları uygulanmalıdır. Popüler diyetler de dahil olmak üzere kişiye özel düzenlenmemiş hiçbir program uygulanmamalıdır. Duraksama döneminde lif tüketimini arttırmak oldukça etkilidir. Lifli besinler midemizde daha uzun süre kaldıkları için tokluk hissi oluşturmaktadır. Su tüketimi de bu süreçte oldukça önem taşımaktadır. Günlük en az 2-2,5 litre su tüketilmelidir.
Vücut uzun süre aç bırakılmamalı ve öğün atlanılmamalıdır. Yeterli miktarda sebze ve meyve tüketildiğinden emin olunmalıdır. Özellikle bu süreçte alkol tüketimi sınırlandırılmalıdır. Ayrıca stres, kilo vermeye engel olan en büyük sorunlardan biridir. Hem yemek yemeyi tetiklemesi hem de metabolizmayı etkileyen hormonların salınımına neden olması yüzünden dikkatli olunması gereken bir konudur. Duraklama döneminde beslenmeye ek olarak egzersiz süresi ve sıklığını oldukça faydalı olacaktır.
Her bireyin tiroid hormonu salgılama durumu, böbreküstü bezlerinin aktivitesi, besin alerjisi, B12 ve D vitamini düzeyi, kas miktarı, insülin direnci birbirinden farklıdır. Bireyin sağlık durumunu belirlemek ve ona göre bir beslenme tarzı oluşturmak için bir beslenme uzmanından destek alınması gerekmektedir.