‘’Uğur’’ Böceği İle Karınca

Ahmet Cevdet
ABONE OL


Bir zamanlar ülkenin birinde Karaman adında bir şehir varmış.Şirin, güzel yaşanası bir kentmiş.Kalesi, binbir kilisesi, tarihi camileri hanları hamamları ile tarihi bir kent olma özelliğini de elinde bulunduruyormuş.Halkı çok içten, sıcakkanlı, misafirperver, kaldırım dururken yoldan yürüyen, peynir sıkması yiyen, batırık yapan insanlarmış.Ama o ülkede en tahsilli adamlar bu kentten çıkarmış.Yani bir o kadar da çalışkan insanlarmış.

 

İşte bu şehre yakışıklı mı yakışıklı, alımlı mı alımlı boylu poslu bir başkan gelmiş.Bu başkan ermiş(kemâle) bir başkanmış.Aynı zamanda doktormuşta.Hem öyle bir doktormuş ki bi ara bütün gazeteler, televizyonlar bu başkanın yaptığı operasyonları konuşmuş..Uzun zamandır unutulmuş olan ‘’karamanın koyunu sonra çıkar oyunu’’ sözünü de yeniden hafızalara kazıyan bir devlet erkanıymış.

 

Karaman halkının bu başkandan beklentisi fazlaymış.Özellikle şehrin her bir yanını yollarla kaplıyacağını ümit etmiş.Lakin yanılmışlar hem halk, hemde otomobillerin amortisörleri…

 

Sıcak bir yaz gününde başkan ve temsil heyeti urgandaki ‘’Gövdesinden kesilmiş ağaçları yeniden yaşatma derneği’’ne ait ormanı gezerken çocukluğumuzun meşhur fabl’larından olan Ağustos Böceği ile Karınca yapıtındaki karınca kardeş ile karşılaşmış.Başkan hiç beklemeden söze girmiş : burada hayat Nasıl iyi mi güzelmi, çamur oluyorsa kaldırım yaptırabilirim ?

 

Karınca kararınca Aleyküm selam başkanım diyerek söze başlamış.Burada her şey güzel gidiyor.Hiçbir sıkıntımız yok.Fakat şu ağustos böceği kardeşe acıyorum.Yazın çalışıyor kışın aç aç geziyor.Deyince başkan ‘’ampul’u yakmış kafada.Ve kendi kendine söylenmiş.Ben de Yazın çalışıyorum kışın yatıyorum..Tam o sırada başkanın ne düşündüğünü anlayan rapunzel adlı gazeteci beyefendi eğilmiş başakana ve başkanım siz de kışın kaldırım döşüyorsunuz.park yapıyorsunuz.Ezdirmeyin başkanım kendinizi deyince başkan kendi kendine tabi ya demiş.Bende kışın çalışıyorum.O zaman yazın yatarım bende diyerek yoluna devam etmiş.

 

Ve bu olaydan sonra başkan hep kışın çalışmış.Yazında çalışmış.Çünkü kışın yaptığı işler yaza anca dayanıyormuş.Sonra, bu devran böyle sürmüş gitmiş.Ta ki başkanın koltuk sallanıncaya kadar…

 


Hürmetler Efendim