Leman'ın Ecdad Kıyımı
“Gün geçmiyor ki Türkiye’de dinimize, kültürümüze, ecdadımıza bir saldırı olmasın” şeklinde bir giriş yapar mıydı Uğur Dündar bu haber için bilemeyiz ama, yine önemli bir olayla başbaşayız.
Bugün öğle sıralarında gündeme düşen bir habere takıldı gözüm.
‘İdeolojik’ mizah dergisi Leman, yeni sayısında Osmanlı Padişah'ı Yavuz Sultan Selim'e hakaret içerikli bir kapakla çıktı, diyordu haber metni.
Fesuphanallah dedim ve girdim habere.
Siz kesmeyi iyi bilirsiniz başlığıyla çıkan derginin kapağında şu ifadeler yer almış:
Alevi kıyımıyla anılan Yavuz Sultan Selim ismini yeni rant köprüsüne veren iktidardan yeni bir skandal daha. Yapımı için 650 bin ağaç kesilen 3. köprünün güzergahı hatalıymış (!) Bu çağda bu ustalıkta bu hata AKP iktidarına her ne kadar yakışsa da yeni rant kuşkularını da akla getiriyor.
Eveet, yine bir ideolojik hakaret, yine kendini Kemalist diye tanıtan bir grubun özgürlükçü ifadeleri.. Sanırım bu ülke sizden çok çekecek.
İddia 1: Yavuz Sultan Selim Alevileri katletmiştir.
İddia 2: Köprünün yapımı için 650 bin ağaç kesilmiş.
İddia 3: Köprü rant köprüsüdür.
3 numaralı iddia soyut bir iddiadır ve ‘çamur at izi kalsın’ mantığıyla ortaya atılmıştır. Muhtemelen de belirli oranda başarılı olmuştur.
2 numaralı iddia adi bir iddiadır, zira Nasrettin Hoca hesabı teker teker ağaçları sayıp çürütülebilecektir. Hoş, Leman saymış ki bir rakam verebilmiş. Bu kısım da işin siyasi boyutu ile ilgilidir.
1 numaralı iddia da, senelerdir Yavuz Sultan Selim’in 40 bin Alevi’yi katlettiği, sistemli bir soykırım uygulattığı iddiasıdır.
Bu iddia İstanbul Boğazı’na yapılacak olan 3.Köprü isminin ‘Yavuz Sultan Selim’ olmasıyla beraber iyice kızışmış ve ‘Kronik çapulcu’ Leman’ın yaptığı gibi işi hakarete kadar götürebilecek boyuta ulaşmıştır.
Emecen, konu ile ilgili yaptığı açıklamada “Evvela tarihten birtakım rivayetler bularak bu bilgileri tarihî serinkanlılıktan âzade olarak ortaya atıp toplumlar arasında düşmanlık tohumları ekilmesini, ayrışmaya gidilmesini son derece yanlış ve tehlikeli bulduğumu belirtmeliyim. Bu tür iddialardan sosyal ve siyasi menfaatler beklemek yanlıştır. Bu sadece husumeti körüklemekten ve karşılıklı boş suçlamalarla içtimai ahengi bozmaktan başka bir işe yaramaz.” ifadelerini kullanmıştı.
Ardından şöyle devam etmişti Prof. Emecen : “16. asrın ikinci yarısında yazılmış Osmanlı tarihlerinde teftişler sonucu 40 bin kişinin saptandığı, bunların imha edildikleri veya sürgüne gönderildiklerine dair bir bilgi bulunur. Bu bilgi zamanla Anadolu’da yapılan teftişler sonucu ’40 bin Alevi’nin Yavuz Sultan Selim tarafından katledildiği’ şeklinde nerdeyse tartışılmaz bir kabule dönüşmüştür. Bugün bu hatalı bilgi, sosyal ve siyasi vesilelerle sık sık tekrarlanan bir ‘paradigma’ haline gelmiştir. Bu bilginin yer aldığı kaynakların tahliline ve esasında sorunun nasıl anlaşılması gerektiğine bakmak gerekir. ’40 bin Alevi’nin Yavuz tarafından katledildiği’ne dair herhangi bir bilgi, dönemin kaynakları olan Selimnâme literatüründe biri dışında geçmez. Üstelik Şah İsmail’in de İran’a hakim olduğunda büyük bir Sünni temizliğine gittiği yine devrin kaynaklarında yer alır. Safevi/İran kaynaklarında ve bazı Batılı çağdaş kaynaklarda bunun için yine 40-50 bin Sünni’nin katledildiği belirtilir. Bütün bunlar her iki tarafın kaynaklarının abartmasıdır, gerçek rakamları göstermeyip çokluk ifade eder.”
Görüldüğü gibi Profesor Emecen, derin bir araştırmasının sonucunda elde ettiği bilgileri harmanlamış ve gayet güzel bir dille açıklamıştır.
Emecen’in de değindiği gibi bu tür asılsız iddialar, ancak ülkede bölünmeye ve düşmanlık tohumları ekmeye yarar.
Mizah dergisi Leman, bu yaptığı aşağılık hareketi nasıl izah edecek bilmiyoruz ama, bu tarz hakaretlerin sonu gelecek gibi de durmuyor. Zira mizah ayağından yürüyen ve neye veya kime hizmet ettiği tam olarak anlaşılamayan Penguen tarzı dergilerde de sık sık dinimize ve peygamberlerimize saldırılar olmaktadır.
Leman’ın, “AkPartili twittercıları kıllandıran ve TT yaptıran bu haftaki kapak” diye tanıttığı rezalet kapağı incelediğinizde dergi ekibinin, Yavuz’un eline kanlı bir kılıç vererek ve üstüne de “Ulan tam benim adıma yaraşır bir köprü olacak bu üçüncü köprü ha” diyerek güya ‘Alevilere destek verme’ adına Yavuz Sultan Selim’i nasıl aşağıladığını göreceksiniz. Mizah ayağına ideolojilerini insanlara nasıl aktarmaya çalıştıklarını da görebilirsiniz ilerleyen sayfalarda.
Durum bu, yorum sizde.
Kendisini Hâdim'ul-Harameyn'iş-Şerifeyn (Mekke ve Medine'nin Hizmetkârı) diye tanıtan Yavuz Sultan Selim’e ve ecdadımızın tüm saygıdeğer büyüklerine edilmiş hakareti kendisine edilmiş olarak kabul eden veya etmesi gereken bizler ise bu ve benzeri olaylara karşı kayıtsız kalmamalı ve tepkimizi ortaya koymalıyız.