Rektörü kim aldırmadı?
KMÜ Rektörünün istifasıyla ortaya çıkan ''Ben aldırdım'' ve ''Haberim vardı'' gruplarının tartışmaları durmak bilmiyor. Olan biteni izleyenler, ''Rektörü kim aldırmadı'' veya ''kimin haberi yoktu'' sorusunu sormaktan kendilerini alamıyor. İşte o soruların cevabı..
Vatandaşların farklı mecralardaki paylaşımlarından alınan bilgiye göre henüz istifa konusu ortada yokken bile mahalle muhtarından bürokrata, haberciden işportacıya kadar durum herkes tarafından bilinmekteydi. Anlaşıldığı üzere istifadan sonra kimin görevlendirileceği konusu da çok sayıda hemşerimize önceden bildirilmişti. Komşumuzun görümcesinin Ankara’daki oğlunun bürokratik gücünü, arkadaşımızın halasının kızının kocasının siyasi bağlarını ve pekâlâ bir dayı olmadan Karamanlıların da büyük bir istihbarat ağı kurabildiğini iliklerimizde hissettik.
İstifa haberinin duyulmasının ardından istifini bozmayan bu kitlelerin ilk tepkisi de haklı olarak ‘’Biliyom biliyom’’ şeklinde oldu. Şehirde bu kadar öngörülü insan kaynağının olması sevinçle karşılanırken, eğitime düşkünlüğü ile bilinen bu hemşerilerimizin bir kulağının her daim YÖK’te olması ise mutluluk verici. İstifayı kendi marifeti olarak görenlerin sayısının çokluğu ‘’Bu rektör kaç defa istifa ettirildi’’ sorusunu akıllara getiriyor. Kimsenin kimseye üstünlük kuramadığı tartışma ortamlarında 5. vitesten geri vitese geçme rekoru sürekli el değiştiriyor. ‘’Ben aldıracaktım olum sen niye aldırdın’’ sözleriyle büyüyen tartışmalar yer yer sertleştiğinden çok sayıda insanın bozulduğu ve umudun tükendiği gelen bilgiler arasında. Peki, kim bu olayları önceden tahmin ve tayin edebilen taraflar?
1 – Görümcenin oğlanlar
Tandır evinde saca şebit atan kadının ‘devletlü görülme’ arzusunun neticesinde varlıklarından haberdar olunmuştur. Ocak başındaki pişmişliğin verdiği olgunlukla birlikte ‘Nolacasa olsun’ görüşü hâkimdir. İşi zordur, yeri dardır ancak, kendisinde yoksa da görümcesinde mutlaka vardır. Bütün erdem ve faziletleri kendinde toplayan görümce; oğlan çocuklar dünyaya getirmiş, büyütmüş ve mükemmel yerlere getirmiştir. Şehrin rektörü görevden alınacak mı, alınmayacak mı bunu görümcenin oğlanlar bilir. Devlet büyükleri sık sık bunlarla istişare edip hangi isimlerin nerelerde verimli olacağı konusunu görüşürler. Bunlar çeşitli emek sektörlerinde kendilerini kamufle etmişlerdir. Oysa istedikleri an beş tepede görev alabilecek güçlü bağları ve potansiyelleri vardır.
2 – Çakraları açık olanlar
Üstad Postoyevski’nin ‘’Şükür ki mabadımız var, bari osurabiliyoruz’’ sözünden ilham aldıkları düşünülmektedir. Bahse konu kişilerin yürüyüşünden, yemesinden-içmesinden ve tavırlarından bir sonuç çıkarabilen ve onun geleceğini öngörebilen nadir insanlardır. Bir insanın görevden el çektirilmesi sürecini; mevsimleri, ayları ve hava muhalefetini hesap ederek zamanlandırırlar. Yancı (Kendilerini koşulsuz onaylayan) birileri olmadan herhangi bir meclise girmezler. Gerçekleşmiş her olaya dair görüşlerini belirtirken yancıya dönerek ‘Demedim mi İbrahim’ tadında bakış atıp, yancıdan şaşkınlık içerisinde bir kafa sallama alırlar. Rektörün istifası ve yerine gelen rektörün bilinmesi konularında da naif sesleriyle ‘’Demedim mi’’ sözcüğünü sıklıkla kullanmışlardır. Çakraları açık olduğundan vücutları ceryana maruz kalan bu gruba azami ölçüde dikkat edilmelidir.
3 – R takımı
Bunlar, görev süresince yöneticiyi kafalamayı başaranlardır. Işığı görünce doluşan sineklerle karıştırılmamalıdır. Bunların samimiyetleri, sevgileri ve yakınlıkları nema denilen bir bağla sağlamlaştırılmıştır. Kuru ışığa toplanmazlar. Musluk aktığı sürece yeşil olup, kapandığında ise sarıya dönerler. Kemikli bir ideolojileri olmayıp, yöneticiye göre esneyebilen ve gerektiğinde sünen görüşleri vardır. İstifa veya görevden alma konularında vitesi R’ye ne ara geçirdiklerini kimseler hissetmez. Herkesin önüne atılıp ‘’Olmaz bu adamla dedim, gitsin bu dedim’’ şeklindeki sözleriyle geçmişin izlerini silmeye çalışırlar. Çok ilginçtir ki bir sonraki sisteme de en hızlı R takımı kanalize olur. Bu takıma engel olunabilecek bir önlem yolu henüz keşfedilmemiştir.
STK yumağı
İlimizde sadece başkanlarını gördüğümüz, kendilerine platform diyen ve gelene ‘biz getirdik’, gidene ‘Biz götürdük’ deyip duran bir STK yumağı var. Teşbihte hata olmasın giden hoca, kedinin orlon yumağıyla oynadığı gibi oynadı bunlarla. Oynanmayı frenlemeyen platform, hoca ‘’Hastalandım gidiyorum’’ deyince ‘’hastalığı biz icat ettik’’ havasına büründü. Görünen o ki, rektörün gidişi çok sayıda kişinin kendini popüler hissetmesine imkân sağladı.
Kim aldırmadı, kimin haberi yok?
İstifayı çok sayıda insanın sahiplendiği bir ortamda bu soruların cevabını mutlaka bulmamız gerekiyor. Zira, yarın akıllının biri durumdan şüphelenir ‘toplayın bunların hepsini’ falan der başımıza iş alırız. Yaptığımız araştırma sonucunda olaydan bizim haberimizin olmadığını öğrendik. Yeminle alakamız yokmuş. Hal böyle olunca insan kendini ‘’ Ey Amerika! Olum bize de söyleyin len’’ demekten alamıyor.
Haber yorum / Karamanca.net / Behçet Rasimi