Ne istiklalimizden ne de istikbalimizden asla vazgeçmeyiz
Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Nuri Ünal, 15 Temmuz 2016 hain işgal-darbe girişiminin 6. yılı münasebetiyle yayınladığı mesajda 'Bu toprakları bizlere emanet eden ve vatan yapan aziz şehitlerimizi rahmet ve şükranla, kahraman gazilerimizi saygı ve hürmetle anıyorum' dedi.
Genel Başkan Nuri Ünal mesajına şöyle devam etti;
“Milletlerin hayatları yaptıkları işler ve aldıkları tavırlarla belirginleşir. Hür yaşamaktan asla ödün vermeyen Türk Milleti, başka hiçbir topluluğa zulmetmediği gibi, kendisine de zulmedilmesine müsaade etmemiştir. Ne istiklalinden, ne de istikbalinden asla ve asla vaz geçmemiştir ve ebediyen de vaz geçmeyecektir.
Milletimiz belli dönemlerde, içeriden ve dışarıdan çeşitli hainliklere maruz kalmıştır. Bu ihanet odaklarının adları ve yöntemleri değişse de hedefleri hep aynı olmuştur. O da, Türk Milletini Anadolu coğrafyasından çıkarmak, Türk Devletini parçalayıp yok etmektir.
15 Temmuz 2016 günü, iç ve dış ihanet odaklarının, emperyalist anlayışın ortaya koyduğu hain işgal darbe girişimi de bunlardan bir tanesi olmuştur.
O gün hainler bu sinsi emellerinde başarılı olabilselerdi; Türkiye Cumhuriyeti Devletimizi işgal, aziz Milletimizi esir, Anadolu coğrafyasını ve bütün mazlum milletleri kukla haline getireceklerdi.
Tabii ki, o soysuz hainlerin unuttukları bir şey vardı. O da, Türk Milletinin hürriyet, vatan, millet ve bayrak aşkı idi. O hain gece, Cenab-ı Allah’ın lütfu, yardımı ve milletimizin her ferdinin kahramanca direnişi sayesinde, emperyalist saldırı yok edildi. Tarihe not düşülerek, Türk Milletinin hür doğduğu, hür yaşayacağı ve hür bir şekilde ölecek olması bir kez daha güçlü bir şekilde bütün dünyaya ilan edilmiştir.
Şunu çok iyi biliyoruz ki; hainlerin Devletimizi ve milletimizi yok etme hesaplarından hiçbir zaman geri durmayacaklarıdır. Bunun için bizler de her an uyanık, hazır ve dikkatli olmak zorundayız. Bütünlük içerisinde birliğimize ve beraberliğimize zeval vermemeliyiz. Birlikte rahmet, ayrılıkta azap olduğunu unutmamalıyız. Günlük ve kişisel çıkarlar için, geleceğimizi karartacak ve yok edecek tutum ve davranışlara müsaade etmemeliyiz.
Altıncı yılında 15 Temmuz 2016 günü; dünü, bugünü ve yarınları kapsamlı ve doğru bir şekilde analiz edilmelidir. Konu, her yönüyle en ince ayrıntısıyla ortaya çıkarılmalı, en başta dini tarafı olmak üzere, iç ve dış bağlantıları tespit ve tahlil edilmelidir. Bu hain FETÖ terör örgütünün ve onun gibi olmaya çalışan unsurların, iç ve dış destekçilerinin her türlü takibi yapılmalıdır. Milletimize, ülkemize ve Devletimize en küçük bile olsa zarar vermelerinin önüne geçilmelidir.
Hainlik ve ihanet kavramlarına yaşantısında yer vermeyen Türk Milleti, kendisine yapılan ihaneti asla unutmayacağı gibi, asla cezasız da bırakmamıştır ve bundan sonra da bırakmayacaktır. Türk Devleti, dışı başka içi başka olan hainleri dün olduğu gibi, bugün de yarında bulup gereğini yapacak güçtedir.
Her zaman söylediğimiz gibi, özellikle kurumlarda liyakat, bilgi, adalet, hakkaniyet esas olmalıdır. Milletimize hizmet edecek kamu görevlilerinin sadakati de sadece Türk Devletine olmalıdır. Münafık anlayışlı, güne ve güce göre kılık değiştiren, hainlik için fırsat kollayan, içi başka dışı başka kişiler iyi araştırılmalı, milletimize ihanet edecek ortam oluşturulmamalıdır.
Bu duygularla; cennet vatanımızın bütünlüğü, milletimizin huzuru ve geleceği, istiklalimiz ve istikbalimiz uğruna, ay yıldızlı al bayrağımızın gök semalarda dalgalanması, ezanlarımızın beş vakit minarelerden okunması için, kıymetli canlarını gözlerini kırpmadan feda eden aziz şehitlerimizi rahmet, şükran, minnet ve dualarla anıyorum. Kahraman gazilerimize saygı ve hürmetlerimle acil şifalar diliyorum.
15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nü kutluyor, milletimizi, ebed müddet olan Devletimizi ve İslam alemini her türlü fasıklıktan, ihanetlerden, hainliklerden, işgallerden, kargaşalardan ve karmaşalardan korumasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.
Birliğimiz ve dirliğimiz daim olsun.”