Makamdaki şok ses kaydı
Herkesin, kendince bilgiye ve duyuma dayandırarak hakkında bir takım söylem ürettiği, Karaman yerel yönetiminde beş yıldır adından sıkça söz ettiren ve Savaş Kalaycı'nın sır küpü olarak nitelendirilen bir isim, Kazım Gücüyener..
Gücüyener; Belediye yönetimine ve Savaş Kalaycı’ya yönelik eleştiri olduğunda sürecin nasıl götürüleceği, hangi firmalarla çalışılacağı gibi konuları belirleyici olmasının yanında, milyonlarca lirayı yöneten biri. Böylesi kilit noktada olanlar genellikle sık konuşulur ancak, buradaki durum epeyce farklı. Belediyenin milyonlarca liralık harcamalarında çalıştığı firmalar ve iş çözdürdüğü şahıslar dikkate alındığında neleri kriter olarak belirlediği merak konusu.
İkamet kurşunlama, gazetecilere saldırı ve makamda silahlı kavga gibi olaylarla anılan Gücüyener’in, ismi üzerindeki şaibe uyandıran söylemlere her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Uzun zamandır elden ele dolaşan ve dinleyenleri hayrete düşüren ses kaydının internete düşmesiyle bu şaibeler de doruk noktaya çıktı. Makam odasında yaşandığı belirtilen ve kayda yansıyan olayda R. Ö. isimli şahıs ile Kazım Gücüyener konuşuyor. Kaydı dinleyenler, ‘’Belediyenin adam dövmek, birilerine saldırmak ve kurşunlama yapmak için birimi mi var?’’ sorusunu sormaktan kendilerini alamıyor.
Sokaklarda konuşulandan yetkililerin haberi var mı?
Anadolu insanının devletine olan sevgisi; bir siyasi kurum ya da yönetim anlayışına duyulan bir bağlılık değil, ortak tarihe, kültüre ve değerlere duyulan derin bir bağlılıktır. Bu bağlılık ve bu sadakat, gönüllere kök salmış vatan sevgisinden gelir. Türk’ün devletine olan sevgisi sadece duygusal bir bağlılıkla sınırlı değildir, aynı zamanda ferasetle de şekillenir. Halkımız, geçmişten gelen deneyimlerden ve bilgelikten beslenerek, geleceği öngörebilme yeteneğine sahiptir. Zor zamanlarda bile, devletine olan sadakatini korurken aynı zamanda akılcı ve sezgili kararlar alır.
Halkı, devlet adına yönetenlerden veya devletin yereldeki temsilcilerinden de bu duygulara tercüman olacak kararlar alması beklenir. Sokakta konuşulanların, dillerde ve sosyal ağlarda dolaşanların gerekli mercilerce de bilinmesi ümit edilir. Kamu kurumları ‘Devlet kapısı’ olarak görüldüğünden, buralarda cereyan eden hadiselere karşın yetkililerin, anlık reaksiyon göstermesi dilenir. Devlete olan sadakat, samimiyet ve vazife şuuru bunu gerektirir. Hiç kimsenin; bir milletin ruhunu ve kimliğini yansıtan devlet sevgisine halel getirmeye, işinde rehavete düşmeye ve belli başlı gruplara müsamaha göstermeye hakkı yoktur. Milletimiz yüce gönüllüdür, ‘’Vardır büyüklerimizin bir bildiği’’ der ancak, bu durum aymazlığa, çeteleşmeye ve haramiliğe göz yummak için fırsat olarak görülmemelidir.
Haber & Yorum / Karamanca.net / Ayvaz İhsan Tekir