Altın ve gümüş dolu küpe dokununca kendinden geçti
Arazisindeki inşaat kazısı sırasında altın ve gümüş dolu küp bulunduğunu duyarak olay yerine gelen şahıs, küpü eline aldığı sırada kendinden geçti. Gülmekle ağlamak arasında bir hale giren şahsa dair video aylardır sosyal medyanın ilgi odağı oldu.
Hazine avcıları
Yüzyıllar önce yaşayan insanların çeşitli sebeplerle sakladıkları sikke, ziynet ve diğer değerli eşyalara hazine deniliyor. Hemen hemen her yörede işte bu hazineleri konu alan şehir efsaneleri ve çeşitli hikâyeler dilden dile dolaşır. Efsaneleşmiş kayıp hazineler, halkça bilinen höyükler, Tümülüsler ve ören yerleri halk içinde sürekli bir muhabbetin konusu olmuştur.
Dinleyeni içine çeken, bol gizemli bu maceraların peşinden bir ömür koşturan insanlara da rastlamak mümkündür. Bunları resmi yolla araştıranlara arkeolog, kaçak yollarla yapanlara ise halk arasında ‘Defineci’ veya ‘Hazine avcısı’ denilmekte. Bir kaya işaretini veya doğadaki bir emareyi uzun yıllar iz sürercesine takip edip varlığına inanılan kayıp hazineyi arayanların hikâyesi genellikle ‘Kıl payı’ diye tabir edilen bir şekilde mutsuz sonlanır. Fakat bu hikâyeler bile, ‘’Her arayan bulur mu bilinmez ancak, bulanlar hep arayanlardır’’ düsturu ile serüvenin devamlılığını tetikler.
Küpü görünce kendinden geçti
Elbette bu hikâyeler arasında ‘’Hazineyi buldum’’ denilebilen hikâye yok denecek kadar azdır. Dolayısıyla bulanların ruh hali, sonraki hayatı ve ilk anki heyecanı hep merak konusudur. Haberimizdeki video bu merakı ne kadar giderir bilinmez ancak, sikke dolu küpü eline alan şahsın kendinden geçtiği anlar izleyenleri epeyce gülümsetiyor.
Edinilen bilgiye göre, geçtiğimiz yıl Hindistan Telangana'daki Pembarthi köyünde inşaat kazısı sırasında altın bulunduğu haberini alarak olay yerine gelen şahıs hemen küpü eline alır. İçi altın ve gümüş sikke dolu küpü görünce kendinden geçen şahıs gülmekle ağlamak arasında bir kıvamda kahkaha atmaya başlar. Kazı alanındaki Hintlilerin şaşkın bakışları arasında ağlamaklı kahkaha atan şahsın görüntüleri bir süredir sosyal medyada dolaşımda.
Tarihi eserler zehirli olabilir mi?
Tarih, pek çok kral veya önemli şahsiyetin yemek, içmek veya dokunmak yoluyla zehirlenerek öldürüldüğünü anlatır. Babasının bir yemekte zehirlenerek öldürülmesinden etkilenen Pontus kralı VI. Mithridates, (M.Ö. 120-63) hayatı boyunca ‘Zehir ilmi’ denilen toksikolojiyle ilgilendi. İskitli Şamanların yanı sıra kralın bu zehir ekibinde, izlediğiniz küpün bulunduğu Hindistan’dan da simyacılar vardı.
İşte bu nedenle videoyu izleyen kullanıcılar; şahsın bu olağan dışı hareketlerinin, küpe çıplak elle temas etmesinden olduğu fikrini savunuyor. Geçmiş dönemlerde saklanan kıymetli malzemelere bir takım zehir vari maddeler sürüldüğü görüşü hâkim. Öte yandan bazı kullanıcılar ise şahsın bu durumunun, yoğun bir duygu karmaşasından kaynaklı ruh hali olduğunu belirtiyor.
Tarihi eser bulunca ne yapılmalıdır?
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 5. Maddesine göre; Devlete, kamu kurum ve kuruluşlarına ait taşınmazlar ile özel hukuk hükümlerine tabi gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde bulunan taşınmazlarda varlığı bilinen veya ileride meydana çıkacak olan korunması gerekli taşınır ve taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları “Devlet malı” niteliğinde.
Kültür ve Tabiat Varlıklarını bulan, sahip oldukları veya kullandıkları arazide Kültür ve Tabiat Varlığı bulunduğunu bilen veya yeni haberdar olan şahısların, bunu en geç üç gün içinde, kendisine en yakın müze müdürlüğüne veya köyde muhtara, diğer yerlerde ise mülki idare amirlerine bildirmeleri gerekir.
Haber & Yorum / Behçet Rasimi