Ahmet Muhyiddin Piri veya bilinen adıyla Piri Reis
Kitab-ı Bahriyye’nin müellifi, denizlerin cengaver adamı Piri Reis’in asıl adı Ahmet Muhyiddin Piri. Babası, Karamanlı Hacı Mehmet olup Fatih Sultan Mehmet döneminde Karaman’dan İstanbul’a göç ettirilen ailelerdendir. Bir süre İstanbul’da yaşayan aile daha sonra Gelibolu’ya taşındığından Piri Reis burada doğmuştur. Başka bir büyük Türk denizcisi olan Kemal Reis, Piri Reis’in amcasıdır.
Editör: Karamanca
06 Aralık 2021 - 14:02 - Güncelleme: 03 Nisan 2022 - 10:53
Yaşamına dair bilgilerin geneli kendisinin kaleme aldığı Kitab-ı Bahriyye isimli esere dayanan Piri Reis’in 1470 yıllarında doğduğu bilinmektedir. Kitabında anlattığına göre amcası Kemal Reis’le birlikte Venedik başta olmak üzere bölgedeki kıyılarda bir süre korsanlık yaptıktan sonra devlet hizmetine girdi. Bu korsanlık faaliyetleri sırasında birçok bazı tüccar gemilerin el koyup satarken, bir de Mayarko adası yakınlarındaki gözcü kalesini ele geçirdiler. Piri Reis, ünlü denizci amcası Kemal Reis’le birlikte Tunus sahillerinde kışladıklarını, Tunus sultanı Mevlây Muhammed ile görüştüklerini, Cezayir’deki Bicâye’de velî olarak bilinen Seydi Muhammed Tuvatti’nin zaviyesinde kaldıklarını, yaz olunca oradan denize açıldıklarını Kitab-ı Bahriye isimli eserinde anlatmaktadır.
Kitapta; Korsika yakınlarındaki Pianosa adasını amcası ile birlikte ele geçirdiklerini, ada halkını esir ederek şehri yağmaladıklarını, İspanya’nın önemli liman şehri Belensiye (Valencia) önlerinde yedi barça zaptettiklerini ifade eder. Piri Reis’in iştirak ettiği Akdeniz’deki akınların 901 (1495-96) yılına kadar sürdürüldüğü tahmin edilmektedir. Amcası Kemal Reis’in II. Bayezid tarafından devlet hizmetine çağrılmasıyla Piri Reis’te onunla birlikte Osmanlı Devleti’nde görev yapmaya başladı. Kemal Reis’in Anadolu’daki Haremeyn vakıflarının gelirlerini deniz yoluyla İskenderiye’ye götürmesinde bir kadırga reisi olarak Piri Reis’te bulunuyordu. Piri Reis; Ege’de ticaret güvenliğini sağlamak amacıyla gönderilen filoda, Memlük Devleti’ne giden olağan üstü elçi heyetinde de amcasıyla beraberdi. Amcası Kemal Reis’in vefatı üzerine Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferinde Kaptanıderya Cafer kumandasındaki filoda bir gemi reisi olarak hazır bulundu. Piri Reis, Nil nehri üzerinden ulaştığı Kahire’de 919 (1513) tarihli ilk dünya haritasını padişaha takdim etti. Kanuni Sultan Süleyman’ın 927’deki (1521) Belgrad seferi sırasında Tuna donanmasında bulundu ve ertesi yıl gerçekleştirilen Rodos Seferi’ne de katıldı.
932’de (1526) Kitab-ı Bahriyye’nin ikinci telifini ve 935’te (1528) ikinci dünya haritasını Kanuni Sultan Süleyman’a sundu. Bu sırada kendisinden Piri Kethüda diye bahsedilmektedir. Daha sonra Barbaros Hayreddin Paşa’nın yeniden kurduğu donanmaya katıldı. Korfu kuşatması için 15 Rebiulevvel 944’te (22 Ağustos 1537) Avlonya’da toplanan Osmanlı donanmasında bulunan diğer sancak beyleri ve gemi reisleri arasında Piri Reis’e de bir hil‘at giydirildi. 954’te (1547) Ferhad Paşa’nın yerine Hint kaptanlığına getirildi. Bu görevdeyken ilk icraatı, Hint Okyanusu’ndaki yegane Osmanlı üssü olan Aden’i mahallî idarecisi Ali bin Süleyman’dan geri almak oldu.
Ölümü ve hakkındaki iftiralar
Piri Reis’in ikinci seferi Portekizliler’in Basra körfezindeki en önemli üssü olan Hürmüz üzerine oldu. Bu sefer için kadırga, baştarda, kalyata ve kalyondan oluşan otuz gemilik donanmayla Cemaziyelevvel 959’da (Mayıs 1552) Süveyş’ten hareket etti. Piri Reis, Hürmüz’ü ele geçirdikten sonra Bahreyn adalarına kadar ilerleyip buraları Osmanlı hakimiyeti altına alacak, ardından emrindeki donanmayla Basra’da kışlayacak veya on gemiyi burada bırakarak Süveyş’e dönecekti.
Yirmi sekiz gemiden oluşan donanma ve 850 askerle Portekizliler’in elindeki Hürmüz’ü muhasara etti. Adanın neredeyse tamamı ele geçirildiyse de kale kumandanı Alvaro de Noronha direnişini sürdürdü için iç kale alınamadı. Çarpışmanın uzun sürmesi üzerine Osmanlı kuvvetlerinin mâneviyatı sarsılmıştı. Piri Reis kuşatma devam ederken üstün bir Portekiz donanmasının baskınına uğramaktan endişe ediyordu. Böyle bir ihtimal karşısında muhasarayı kaldırarak Basra’ya doğru hareket etti. Ancak bunun kendisine verilen altın ve mücevher karşılığında olduğu haberi Basra’da yayıldı. Kubâd Paşa’da durumu İstanbul’a bildirdi. Buna karşılık çok geçmeden bir Portekiz donanmasının Hürmüz önlerine geldiği haberi bu ithamların asılsız olduğunu gösterir.
Basra körfezinin Portekiz donanması tarafından kapatılma tehlikesi karşısında asıl donanmasını Basra’da bırakarak üç kadırga ile Süveyş’e hareket eden Piri Reis, gemilerden birinin yolda karaya oturup parçalanması yüzünden sadece iki kadırgayla Süveyş’e ulaştı ve oradan karayoluyla Kahire’ye gitti. Ancak Mısır Beylerbeyi Semiz Ali Paşa tarafından iyi karşılanmadı ve ordusunu savaş meydanında bırakıp kaçan bir kumandan gibi algılandı. Basra Beylerbeyi Kubad Paşa’nın yaydığı, Hürmüz’deki müslümanların mallarını mülklerini yağma ettirdiği ve rüşvet karşılığında kuşatmayı kaldırdığı yolundaki haberler de Mısır’a ulaşmıştı. Bu sırada Kanuni Sultan Süleyman Halep’te bulunuyordu. Bu ithamlar yüzünden 1553 yılı sonlarında Divan-ı Mısır’da öldürüldü. Bütün malları ve eşyası Mısır’daki idareciler tarafından müsadere edilerek İstanbul’a gönderildi. Bir süre sonra Kubad Paşa’nın da Basra beylerbeyiliğinden uzaklaştırıldığı 18 Şubat 1554 mazul olarak İstanbul’da bulunmasından anlaşılmaktadır.
Kitab-ı Bahriyye
Piri Reis'in hazırladığı Akdeniz kıyılarına ait ayrıntılı bir harita-kılavuzdur. Kitap, denizcilere Akdeniz kıyıları, adaları, geçitleri, boğazları, körfezleri, fırtına halinde nereye sığınılacağı, limanlara nasıl yaklaşılacağı hakkında bilgiler, ayrıca limanlar arasında gitmek için kesin rotalar verir. Piri Reis asıl, çizdiği iki dünya haritası ve Akdeniz portolanı olan Kitâb-ı Bahriyye adlı eseriyle büyük ün kazanmıştır. Gelibolu’da 1513 tarihinde çizdiği dünya haritası parçası İspanya, Portekiz ve Batı Afrika kıyıları ile Amerika kıtasının doğu kıyılarını göstermektedir. Günümüzde mevcut en eski dünya haritası olması bakımından önemi tartışılmaz olan haritanın kaynakları Doğu ve Batı dünyasından kendisine ulaşan eski haritalarla Kristof Kolomb’un haritasıdır. Piri Reis Kitab-ı Bahriyye’de, Hint ve Çin denizlerinin yeni yapılan haritaları hakkında ilk bilgileri kendisinin elde etmiş olduğunu ve Yavuz Sultan Selim’e bu haritaları takdim ettiğini bildirir. Haritada o zamana kadar yapılan yeni keşiflerin dikkatle takip edildiğini gösteren ipuçları vardır. Piri Reis, Portekizliler ve İspanyollar’ın Hint ve Atlas Okyanusu seferlerini dikkatle izlediği düşünülmektedir. Nitekim 1528-29’da çizdiği ikinci dünya haritası Atlas Okyanusu’nun kuzeyini, Kuzey ve Orta Amerika kıyılarını göstermektedir. Ege ve Akdeniz kıyılarının atlası niteliğindeki Kitab-ı Bahriyye ilki 1521’de mensur olarak, ikincisi gözden geçirilmiş ve temize çekilmiş, kısmen manzum şekilde 1526’da Kanuni Sultan Süleyman’a takdim edilmiştir. Birinci telif Kitab-ı Bahriyye nüshalarında en fazla 134 olan harita sayısı ikinci telifte 223’e ulaşmaktadır. Az sayıda kaynak dışında esas itibariyle Piri Reis’in kendi gözlemlerine dayanan Kitab-ı Bahriyye denizcilerin elinden düşürmediği bir rehber kitap olmuştur. Yabancı dillerde tercümeleri bulunmaktadır.
Kitapta; Korsika yakınlarındaki Pianosa adasını amcası ile birlikte ele geçirdiklerini, ada halkını esir ederek şehri yağmaladıklarını, İspanya’nın önemli liman şehri Belensiye (Valencia) önlerinde yedi barça zaptettiklerini ifade eder. Piri Reis’in iştirak ettiği Akdeniz’deki akınların 901 (1495-96) yılına kadar sürdürüldüğü tahmin edilmektedir. Amcası Kemal Reis’in II. Bayezid tarafından devlet hizmetine çağrılmasıyla Piri Reis’te onunla birlikte Osmanlı Devleti’nde görev yapmaya başladı. Kemal Reis’in Anadolu’daki Haremeyn vakıflarının gelirlerini deniz yoluyla İskenderiye’ye götürmesinde bir kadırga reisi olarak Piri Reis’te bulunuyordu. Piri Reis; Ege’de ticaret güvenliğini sağlamak amacıyla gönderilen filoda, Memlük Devleti’ne giden olağan üstü elçi heyetinde de amcasıyla beraberdi. Amcası Kemal Reis’in vefatı üzerine Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferinde Kaptanıderya Cafer kumandasındaki filoda bir gemi reisi olarak hazır bulundu. Piri Reis, Nil nehri üzerinden ulaştığı Kahire’de 919 (1513) tarihli ilk dünya haritasını padişaha takdim etti. Kanuni Sultan Süleyman’ın 927’deki (1521) Belgrad seferi sırasında Tuna donanmasında bulundu ve ertesi yıl gerçekleştirilen Rodos Seferi’ne de katıldı.
932’de (1526) Kitab-ı Bahriyye’nin ikinci telifini ve 935’te (1528) ikinci dünya haritasını Kanuni Sultan Süleyman’a sundu. Bu sırada kendisinden Piri Kethüda diye bahsedilmektedir. Daha sonra Barbaros Hayreddin Paşa’nın yeniden kurduğu donanmaya katıldı. Korfu kuşatması için 15 Rebiulevvel 944’te (22 Ağustos 1537) Avlonya’da toplanan Osmanlı donanmasında bulunan diğer sancak beyleri ve gemi reisleri arasında Piri Reis’e de bir hil‘at giydirildi. 954’te (1547) Ferhad Paşa’nın yerine Hint kaptanlığına getirildi. Bu görevdeyken ilk icraatı, Hint Okyanusu’ndaki yegane Osmanlı üssü olan Aden’i mahallî idarecisi Ali bin Süleyman’dan geri almak oldu.
Ölümü ve hakkındaki iftiralar
Piri Reis’in ikinci seferi Portekizliler’in Basra körfezindeki en önemli üssü olan Hürmüz üzerine oldu. Bu sefer için kadırga, baştarda, kalyata ve kalyondan oluşan otuz gemilik donanmayla Cemaziyelevvel 959’da (Mayıs 1552) Süveyş’ten hareket etti. Piri Reis, Hürmüz’ü ele geçirdikten sonra Bahreyn adalarına kadar ilerleyip buraları Osmanlı hakimiyeti altına alacak, ardından emrindeki donanmayla Basra’da kışlayacak veya on gemiyi burada bırakarak Süveyş’e dönecekti.
Yirmi sekiz gemiden oluşan donanma ve 850 askerle Portekizliler’in elindeki Hürmüz’ü muhasara etti. Adanın neredeyse tamamı ele geçirildiyse de kale kumandanı Alvaro de Noronha direnişini sürdürdü için iç kale alınamadı. Çarpışmanın uzun sürmesi üzerine Osmanlı kuvvetlerinin mâneviyatı sarsılmıştı. Piri Reis kuşatma devam ederken üstün bir Portekiz donanmasının baskınına uğramaktan endişe ediyordu. Böyle bir ihtimal karşısında muhasarayı kaldırarak Basra’ya doğru hareket etti. Ancak bunun kendisine verilen altın ve mücevher karşılığında olduğu haberi Basra’da yayıldı. Kubâd Paşa’da durumu İstanbul’a bildirdi. Buna karşılık çok geçmeden bir Portekiz donanmasının Hürmüz önlerine geldiği haberi bu ithamların asılsız olduğunu gösterir.
Basra körfezinin Portekiz donanması tarafından kapatılma tehlikesi karşısında asıl donanmasını Basra’da bırakarak üç kadırga ile Süveyş’e hareket eden Piri Reis, gemilerden birinin yolda karaya oturup parçalanması yüzünden sadece iki kadırgayla Süveyş’e ulaştı ve oradan karayoluyla Kahire’ye gitti. Ancak Mısır Beylerbeyi Semiz Ali Paşa tarafından iyi karşılanmadı ve ordusunu savaş meydanında bırakıp kaçan bir kumandan gibi algılandı. Basra Beylerbeyi Kubad Paşa’nın yaydığı, Hürmüz’deki müslümanların mallarını mülklerini yağma ettirdiği ve rüşvet karşılığında kuşatmayı kaldırdığı yolundaki haberler de Mısır’a ulaşmıştı. Bu sırada Kanuni Sultan Süleyman Halep’te bulunuyordu. Bu ithamlar yüzünden 1553 yılı sonlarında Divan-ı Mısır’da öldürüldü. Bütün malları ve eşyası Mısır’daki idareciler tarafından müsadere edilerek İstanbul’a gönderildi. Bir süre sonra Kubad Paşa’nın da Basra beylerbeyiliğinden uzaklaştırıldığı 18 Şubat 1554 mazul olarak İstanbul’da bulunmasından anlaşılmaktadır.
Kitab-ı Bahriyye
Piri Reis'in hazırladığı Akdeniz kıyılarına ait ayrıntılı bir harita-kılavuzdur. Kitap, denizcilere Akdeniz kıyıları, adaları, geçitleri, boğazları, körfezleri, fırtına halinde nereye sığınılacağı, limanlara nasıl yaklaşılacağı hakkında bilgiler, ayrıca limanlar arasında gitmek için kesin rotalar verir. Piri Reis asıl, çizdiği iki dünya haritası ve Akdeniz portolanı olan Kitâb-ı Bahriyye adlı eseriyle büyük ün kazanmıştır. Gelibolu’da 1513 tarihinde çizdiği dünya haritası parçası İspanya, Portekiz ve Batı Afrika kıyıları ile Amerika kıtasının doğu kıyılarını göstermektedir. Günümüzde mevcut en eski dünya haritası olması bakımından önemi tartışılmaz olan haritanın kaynakları Doğu ve Batı dünyasından kendisine ulaşan eski haritalarla Kristof Kolomb’un haritasıdır. Piri Reis Kitab-ı Bahriyye’de, Hint ve Çin denizlerinin yeni yapılan haritaları hakkında ilk bilgileri kendisinin elde etmiş olduğunu ve Yavuz Sultan Selim’e bu haritaları takdim ettiğini bildirir. Haritada o zamana kadar yapılan yeni keşiflerin dikkatle takip edildiğini gösteren ipuçları vardır. Piri Reis, Portekizliler ve İspanyollar’ın Hint ve Atlas Okyanusu seferlerini dikkatle izlediği düşünülmektedir. Nitekim 1528-29’da çizdiği ikinci dünya haritası Atlas Okyanusu’nun kuzeyini, Kuzey ve Orta Amerika kıyılarını göstermektedir. Ege ve Akdeniz kıyılarının atlası niteliğindeki Kitab-ı Bahriyye ilki 1521’de mensur olarak, ikincisi gözden geçirilmiş ve temize çekilmiş, kısmen manzum şekilde 1526’da Kanuni Sultan Süleyman’a takdim edilmiştir. Birinci telif Kitab-ı Bahriyye nüshalarında en fazla 134 olan harita sayısı ikinci telifte 223’e ulaşmaktadır. Az sayıda kaynak dışında esas itibariyle Piri Reis’in kendi gözlemlerine dayanan Kitab-ı Bahriyye denizcilerin elinden düşürmediği bir rehber kitap olmuştur. Yabancı dillerde tercümeleri bulunmaktadır.
YORUMLAR