Reklam

Karaman Köprüsü ne ara Malabadi Köprüsü oldu?

Araştırmacı yazar Osman Ülkümen'in Karamanca Aktüel Dergisi'nde yayımlanan ve tarihe ışık tutan yazısı...

Karaman Köprüsü ne ara Malabadi Köprüsü oldu?
Editör: Karamanca
09 Nisan 2018 - 11:30




Karamanoğulları ve Karamanlıların tarihinde çok büyük öneme sahip bir belge, Karamanlıların bize anlatılan veya yazılıp çizilen tarihinde yüz yıllık bir sapma olduğunu ortaya koymaktadır. Bu gün Diyarbakır-Batman arasında bulunan Malabadi Köprüsü’nün Artukoğulları (1102-1409) dönemindeki adının Cisr-i Karaman olduğu bilinmektedir.

osman ülkümen

Bu köprü 1147 yılında tamamlanmıştır. Bu belge ile Karamanlıların Anadolu’ya Tuğrul Bey’in Anadolu seferleri ile çok erken tarihlerde geldiğini, Sultan Alparslan’ın Anadolu fethine katılan Artuk Bey’in kurduğu beylikte önemli roller üstlendiğini anlıyoruz. Yine bu belge ile Karamanlıların Anadolu’ya Azerbaycan, Şirvan yöresinden Artukluların egemenlik sahasına geldikleri buralarda bir müddet yaşadıkları anlaşılmaktadır. Kaynaklarda sadece Sivas-Kayseri bölgelerinde yaşadıkları ve Alaeddin Keykubat döneminde 1228’de Ermenek bölgesine geldiği anlatılmaktadır. 

karaman köprüsü

Selçuklu Devleti'nden Önce Anadolu'ya Türk Akınları, Çağrı Bey'in 1016-1021 arasında gerçekleşen keşif akınından sonra, 1028'de Selçuklu ailesinin o zamanki lideri Arslan Yabgu'ya bağlı Oğuzlar, Gazneli Mahmut'a yenilerek Azerbaycan'a, oradan da Anadolu'ya girmişler ve Diyarbakır’a kadar çeşitli akınlar yapmışlardır. Tuğrul Bey’inde keşif ve fetih amaçlı akınları olmuştur. Bu akınlarda da Karamanlılar yer almıştır.

Abbasiler döneminde “Nehru Sâtid” olan Batman Suyu, Artuk Oğulları saltanatının 140 yıllık hâkimiyeti döneminde “Ab-i Karaman” olmuş, üzerinde kurulu bulunan köprüye de “Cisr-i Karaman” denmiştir. Özellikle çok erken tarihli Diyarbakır/Batman bölgesinde bulunan bugünkü adı “Malabadi Köprüsü” Artuklular dönemindeki adının ise Cisr-i Karaman (Karaman Köprüsü), Batman Suyu’nun (Irmağı) adının ise Ab-ı Karaman (Karaman suyu) olması Karamanlıların bu bölgenin alınışında ve Artuklular döneminde bölgede etkin olduğunu göstermektedir. Birçok ille bağlantıyı sağlayan önemli bir köprüye adının verilmesi için önemli işler yapılması lazım gelir. Buradan şunu anlıyoruz ki, Karamanlılar bölgenin alınışında bulunmuş, Artuklular döneminde de önemli roller oynamıştır. Osman Turan, Doğu Anadolu Türk devletleri adlı eserinde konuyu detaylı incelemiş ve kaynağı ile birlikte vermiştir. Her nedense oldukça önemli olan bu konu pek ele alınmamış ve göz ardı edilmiştir. Oysa tarih açısında ve özellikle Karamanoğulları tarihi açısından kilit öneme sahiptir.

karaman köprüsünün tarihi

“Artuklu hükümdarları nehirler üzerinde muazzam taş köprüler kurarak memleketlerinde ulaştırma sahasında da büyük hizmetler yapmışlardır. İbn ul-Azrak’ın ifadesine göre Diyarbakır yöresinde ilk köprü, Timurtaş Bin İlgazi tarafından 541 (1146) senesinde inşasına başlanan Karaman Köprüsü (Cisr-i Karaman) olup 542 tarihli kitabe onun adını taşır. Karaman Suyu (Ab-ı Karaman) adı XIV. Asır kaynaklarında da mevcut olup bilahare buna yine Türkçe Batman Suyu denilmiştir. Köprü Miyyafarkin (Silvan), Diyarbekir, Bitlis ve Ahlat şehir ve bölgelerini bir birine bağlar. Köprünün uzunluğu 150 metre olup Timurtaş’tan sonra oğlu Necmeddin Alpı tarafından tamamlanmıştır. Birkaç yıl sonra 1154 (549) yılında vuku bulan müthiş bir sel köprünün bazı kısımlarını yıkmıştır. Necmettin Alpı’nın 550 senesinde Evkaf Nazırlığına tayin ettiği Zavit el-Tahir tarafından tahribat gören yerleri tamir edilmiştir. Meyyafarkin’de cami, I. Kılıçarslan türbesine (kubbe) ait tetimme de ikmal edilmiştir. 

(İbn-ul Azrak, “ölümü 1181”, Tarihi Meyyafarkin ve Amid, sayfa 179a, 179b.) 

Karaman ve bilahare Batman suyu eskiden “Nehr Sâtid” adını taşıyordu. Artuklular zamanında olduğu gibi Moğol devrinde de bu nehre Ab-ı Karaman (Karaman Suyu) denilirken (Reşüdiddin, Cami’üt Tevarih, Abaga kısmı s.73) bilahare buna Batman Çayı adı verilmiştir. Biz bu suyun neden ve zaman Batman Çayı adını aldığını bilmiyoruz. Akkoyunlu devrinde Batman adı mevcut idi (Kitab-ı Diyarbekiriyye, s.241). Evliya Çelebi Batman Köprüsünü uzun boylu anlatır. (IV, s. 76-78) İbn-ul Azrak köprünün 60 zira olduğunu söylese de bu Timur-taş’ın yaptırdığı orta kemerleri gösterse gerek. Bugün onun 150 metre uzunluğunda olduğu malumdur. (Gabriel ve Sauvaget, s. 232-235) İbn-ul Azrak bahis mevzuu sel esnasında Erzurum’dan Ahlat’a gitmekte olduğu’nu, tarifi imkansız bir yağmur yağdığını anlatır. Atabeglerin de Musul ve El Cezire’de inşa ettikleri büyük köprülerden ve onların veziri Cemaleddin’in köprü ve hastane gibi mühim imar ve hayır işlerinden de bahseder. (Turan 2017: 235)”

cısr-i karaman

Yedi metre eni, 150 metre uzunluğu olan bir köprüdür. Renkli taşlarla inşa edilmiş, zaman zaman yapılan tadilatlarla günümüze ulaşmıştır. Karaman Köprüsü, dünyada taş köprüler içerisinde kemeri en geniş olandır. Kemerin her iki yanında, iç tarafta kervan ve yolcular tarafından ve köprü muhafızları tarafından, barınak olarak kullandıkları iki oda bulunmaktadır. Bu odaların önceden dehlizlerle, yolun altları ile bağlantılı olduğu, gelen kervanların ayak seslerinin bu dehlizler vasıtası ile daha uzaklarda iken duyulduğu rivayet edilmektedir.
Böylelikle tarihte geçen önemli bir belge ile Karamanoğulları tarihinin önemli bir noktası daha aydınlanmış oluyor. 

KAYNAKLAR:
Turan, Osman (2017), Doğu Anadolu Türk Devletleri Tarihi,  İstanbul: Ötüken Neşriyat


YORUMLAR

  • 0 Yorum